İNSANİ KALKINMA
Genel olarak kalkınmanın neresindeyiz? Bu soruyu hep sorar dururuz. Türkiye kalkınmakta olan bir ülke. Artık geri kalmışlık, az gelişmişlik çemberini kırdığımıza inanıyoruz.
“Kalkınma”nın birçok boyutu var. Mesela “dengeli kalkınma” önemli bir boyut. Burada doğal dengeler, ekolojik kaygılar, çevresel faktörler ön planda geliyor. Bugün öyle ki “çevre muhasebesi” denilen yöntemle hesapsız – kitapsız kalkınma, başka bir deyişle çevreye zarar veren ve doğayı tahrip eden yatırımlar geride kalmıştır. Neye mal olursa olsun kalkınalım diyen siyasi söylemler de artık onaylanmıyor. Üstelik bu tür söylemler “seçim yatırımı” şekillerine dönüşerek ulusal kaynakların israf edilmesine de yol açmaktadır.
Kalkınmanın bir de “İnsani kalkınma” boyutu var. Ülkeler, BM ve AB gibi kuruluşlar tarafından, bu yeni boyut açısından da izleniyor. “İnsani kalkınma” kavramı, Birleşmiş Milletler’in son yıllarda geliştirdiği yeni bir kavram. Bilhassa gelişmiş ülkeler buna çok önem veriyor. Nedense bu kavram ülkenizde yeterince tartışılmıyor. Acaba gündemimiz çok yüklü de ondan mı sıra gelmiyor. Enflasyon, terör, trafik derken, bunlarla boğuşmaktan başımızı kaldırıp başka konulara pek bakamıyoruz. Böyle de olsa her konunun kendine has bir önemi olduğunu da kabul etmeliyiz.
“İNSANİ KALKINMA” boyutunun ışığında hazırlanan tablolarda: ortalama ömür süresi, okuma yazma oranı, kitap-gazete okuma oranı, eğitim ve sağlık imkânlarından yararlanabilme, gelir düzeyi ve gelirin dağılımı, çevre gibi faktörler dikkate alınmakta ve ülkeler iyi den kötüye doğru bir sıralamaya tabi tutulmaktadır.
Bundan iki yıl önce, 1994’te yayınlanan raporda TÜRKİYE, 173 ülke arasında 68. sıradaydı. 1996’da yayınlanan raporda ise Türkiye, 174 ülke arasında 84. sıraya düşmüş bulunuyor. Acı ama gerçek.
Neden böyle bir sırada yer aldığımızı bilmek ve bunun sebeplerini ortaya koymak, bizce ciddi bir yurtseverlik görevidir.
Türkiye kalkınıyor mu? Evet. Bu kalkınma hareketi ülkenin her yerine az veya çok akseder. Nitekim Tokatta kalkınıyor. Geçen gün bu köşede “KALKINAN TOKAT” başlıklı bir yazımız çıkmıştı. Umut verici gelişmelerin yanında bazı şeylerin de iyi gitmediğini görmek durumundayız. Görmeliyiz ve tartışmalıyız ki, dünya sıralamasında hak ettiğimiz yere gelebilelim.
Hoşça kalın…
26 KASIM – TOKAT GAZETESİ