80. YILDA ASIL MESELE!

80. YILDA ASIL MESELE!

80. YILDA ASIL MESELE!

80 YIL… Bir milletin ve bir devletin hayatında 80 yıl, tarihin derin ve engin sürecinde pek de uzun bir zaman dilimi sayılmayabilir. Uzunca bir insan ömrü kadar denebilir. Ne var ki, kutlu Cumhuriyetimizin ilanından beri geçen 80 yılda, her 10 yıllık bir dönemi bir yeni kuşağın hayata katılması ve yetişmesi anlamında düşünürsek, 80 yıl, SEKİZ YENİ KUŞAK demektir.
Bağımsızlık ve özgürlük savaşımızın ulu önderi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN, TÜRK MİLLETİ’ne hitaben söylediği ünlü 10.yıl nutkunda geçen şu sözleri, bugün olsun, gelecek daha nice zamanda olsun, gençlere, hepimize ve tüm gelecek kuşaklara güçlü bir esin kaynağı olacaktır:
“YURTTAŞLARIM;
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin başındaki en büyük yapı, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan TÜRKİYE CUMHURİYETİ’dir. Bundaki başarıyı, milletin bir ve beraber olarak azimkârane yürümesine borçluyuz.”
Ve devam ediyor yüce önderimiz:
“Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü; daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyeti ve azmindeyiz.
Yurdumuzu dünyanın en mamur ve medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi, en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sür’at ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nisbetle daha az zamanda daha çok çalışacağız, daha büyük işler başaracağız. Bunda muvaffak olacağımıza şüphem yoktur.”
İşte ATATÜRK Milli ülkü’yü böylece göstermiş ve bu yolda yürüyen Türk Milleti’nin elinde ve kafasında tuttuğu meşalenin de ilim ve fen olduğunu söylemiştir.
Şimdi vardığımız 80. yıl durağında ve ATATÜRK’ün vefatından sonra geçen 65 yıl içinde neler yaptık ve neler yapamadık, başka bir deyişle yapmamız gereken ne gibi işlerde kaytardık, nerelerde yalpaladık, Milli ülküye ve emanete ne derece sadık kaldık? KUVA-YI MİLLİYE’nin ulu şehidlerini ve gazilerini rahmet ve minnetle anarken onların aziz hatıralarını da saygıyla koruduk mu?
Hep başarılarımızla, bu kadar hizmet ve icraatımızla övünürken, şu kadar da hata yaptık deyip bir özeleştiri erdemini göstererek, her alandaki düşünce yapımızı, iç ve dış politikalarımızı, söylem ve eylemlerimizi yeni baştan gözden geçirmeliyiz, diyebilecek miyiz?
İşte asıl mesele burada… İşte 80. yılda rutin kutlama ve klişe söylevlerin ötesindeki olgu burada… Bunu yaptıktan sonra en kalın ve en gür bir sesle hep birlikte haykıralım:
YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ! … NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! …

    29 EKİM TOKAT GAZETESİ

    administrator

      Related Articles

      Bir yanıt yazın

      E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir