SEMPOZYUM NEDİR, NE DEĞİLDİR?

SEMPOZYUM NEDİR, NE DEĞİLDİR?

SEMPOZYUM NEDİR, NE DEĞİLDİR?

Geçenki yazımızda “Sempozyum”un ne olup ne olmadığını bir araştıralım ve tartışalım demiştik. Niye demiştik? İbni Kemal Sempozyumunun 3.günü yapılan değerlendirme oturumu sırasında, bir dinleyen, “Ben, bu sempozyumdaki tebliğlerden pek bir şey anlıyamadım” diye Divan’a pusula göndermiş. Buna cevap veren Divan’daki profesörlerden ikisi, “Sempozyum, ilim adamlarının, sunulan tebliğler üzerinde kendi aralarında tartışmasıdır; herkesin anlaması gerekmez, önce bizim seviyemize gelmek lazım” demişlerdi de onun için…
O halde “SEMPOZYUM” neyin nesidir? Neye bu adı vermişler?
Bir konunun çeşitli yönleri üzerinde, aynı oturumda, değişik kimseler tarafından yapılan seri konuşmalar SEMPOZYUM adını alır. Kaideten, bir sempozyumda en az üç, en çok da altı konuşma yapılır. Bir tek güne göre düzenlenen bir sempozyum, molalar hariç, faraza 3-4 saat sürdürülecekse, her konuşmacıya 20 dakika süre tanınır; böylece sempozyum sonunda ister “Değerlendirme” ister “Forum” yapılsın, buna da gereken zaman ayrılmış olur.
Sempozyumda ele alınan konu, değişik iş veya ihtisas dallarındaki kimseler tarafından incelenir. Mesela; “Orta öğretim gençliğinin eğitsel sorunları” diye bir konuyu alıp sempozyum yapacağımızı varsayalım… Böyle bir konu dinleyicilere nasıl açıklanırsa daha iyi olur? Herhalde, eğitimci, psikolog, sosyolog, yönetici, gazeteci, doktor ve ana-baba görüşleriyle açıklanırsa daha iyi olur. Sempozyumda her görüş, hem ayrı bir konuşma, hem de diğer konuşmaları tamamlayan bir nitelik taşımalıdır.
Bir önemli husus da, sempozyumun münazara havasından uzak tutulmasıdır. Tartışmalar fikir düzeyinden, heyecan ve duygusallık düzeyine kaymasın diye… Sempozyum konuşmaları, sohbet ve samimiyet havası içinde yapılırsa amaca varılır. Bunun için de daha önceden, titiz bir hazırlık, konunun bölünmesi, konuşacak kimselerin bilgi, prestij, konuşma yeteneği bakımlarından yeterli olmaları gerekir.
Demek ki sempozyum konusunun, sohbet ve samimiyet havası içinde, dinleyicilere açıklanmış olması da, sempozyum tanımına giren ögelerden birisi imiş. Nitekim sayın Valimiz de, bu anlama gelen bir şey söyledi, dedi ki; “İlim adamları, bilimsel yönü ağır basan tartışmalarını Üniversitenin kapalı odalarında da yapabilirler; ama burada dinleyenlere de mesaj verecekler”.
Ve demek ki, Tokat kentinde de bu sempozyum denilen nesneyi xxxmış. Niye olmamsın ki, Tokat beldesi, gelmiş geçmiş 14 uygarlığın izdüşümünün kesiştiği bir noktada duruyor… Herhalde 14 uygarlığın Tokat gibi bir yexxx var gibi bir sanıya kapılarak, TRT Haber Merkezi, İbni Kemal Sempozyumu haberini verirken. 14 uygarlık sözü yerine “14.YY. dan kalma Tokat” dese de xxxxx
Bizim Sempozyum da bir sütunu doldurunca böylece, açık oturumxx tartışmaya ve foruma yer kalmadı. Bunları da bir başka gün alalım isterim.

4 AĞUSTOS – SESİMİZ GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir