TAŞDELEN KÖYÜNÜ EŞKİYA BASTI

TAŞDELEN KÖYÜNÜ EŞKİYA BASTI

TAŞDELEN KÖYÜNÜ EŞKİYA BASTI

Uludere’nin geçit vermez,
Sarp dağları.
Dağların tepeleri karlı,
Orda…
Bir köy var uzakta,
Bu köy Taşdelen köyü,
Bu köy bizim köyümüz.
Karlı, dev dağlarla çevrili
Uzun, derin bir vadide kurulmuş,
Evler öylesine dağılmış ki,
Hepsi birbirinden kopuk.
210 hanede 1700 nüfus,
1700 nüfusa tarla yok, tapan yok.
Varsın olmasın,
Gene de mutluydu çoluk-çocuk.


22 Şubat 1987, saat: Ondokuz,
Akşamın karanlığı iyice çökmüş.
Kim arar ki bizi
Bu karanlığın içinden,
Aydınlığa o denli hasretken?
Gölgeler gelirdi ansızın,
Kapkara gölgeler…


Ve birden ta-ta-ta-ta-ta-ta-ta!
Dönüp kaldı sevincimiz boşlukta.


Gülüşümüz,
Ve ağlayışımızdı, kurşunlanan!
Gözlerimiz ve masum bakışımız,
Ellerimiz ve ayaklarımızdı,
Kara duman altında,
Parça parça savrulan.


Biz de çıktık beyazcama,
Dizildik yan yana, sessiz…
Dokuzumuz kadın ve çocuk,
On dört ölü, sekiz yaralı,
Manşetlik haber olduk,
Ama kaçımız kadın,
Kaçımız çocuk?


Ve kimse sormadı ismimizi.
Daha dün biz de güler ve ağlardık.
Oysa, gülüşümüz ve ağlayışımız,
Yıldızlar kadar uzak şimdi


Koyun-Keçi güdemez miyiz,
Ucu karlı dağların yamaçlarında?
Ot toplayamaz mıyız,
Derin vadilerin kuytularında?
Ama nasıl toplarız otu,
Nasıl güderiz koyun-keçi?
Gözlerimiz, ellerimiz,
Ve ayaklarımız hani?
Hain eşkıya kıydı hepsini!

20 MART – SESİMİZ GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir