28 NİSAN VE 1 MAYIS (3)
Onlara göre; yalnız “Millet”, “Devlet”, “Tarih” değil; aile, örf, adet, gelenek- görenek, inanç, ibadet… Hepsi de uyduruk konulardır. Bunları benimseyenler gerici, reddedenler ilerici idi. İşçiler, köylüler tüm emekçiler, profesyonel devrimcilerin öncülüğünde 1 Mayıslarda alanlara, meydanlara toplanmalı, sokaklarda yürümeli, ihtilal provaları yapmalı idiler.
Onlara göre; Türk milleti yok. Türkiye halkları var idi. Hatta halk bile yok idi. Yığınlar vardı. Anarşi ve terörle korkutulup, yıldırılacak yığınlar, neticede, Marksist- Leninist profesyonel devrimcilerin kurdukları devlete teslim olacaktı. Fakat, hayret! Kurulan sözde işçi devletlerinde işçi yoktu. Yönetim, profesyonel devrimcilerin eline geçmişti. İhtilali yapmış, sınıf savaşımını kazanmıştık ya, varsın yönetimde işçi-emekçi olmasındı. Onlara biz her türlü haklarını verecektik. İktidar onlarındı artık. Muhalefet de yok, daha ne istiyorlar. İktidar onlarındı ama, maden ocaklarına yine onlar ve onların çocukları inecekler, en ağır işleri de yine onlar yapmalıydılar.
Biz profesyonel devrimciler, biz aydınlar öyle işler yapamazdık. Biz devrimin hem önderi, hem bekçisiydik. Hem sınıf savaşımı hiç bitmezdi, gerici güçler karşı devrim yaparlardı, onları sürekli izlemek, hatta ezmek bizim görevimizdi.
Fakat o da nesi? Biz şurada, devrimci yazar ve çizerlerimizle, anarşist ve teröristlerimizle tüm gerici güçleri, karşı devrimcileri, milliyetçileri, dindarları şirretliğimizle, bağırtı- çağırtımızla baskı altında tutarken, ihtilal hazırlığı yaparken, o da nesi öyle? “Glasnost”, “Perestroka” da ne demek? Şu Gorbaçov nereden çıktı? “Rejimde açıklık” diyor, “yeniden yapılanma” diyor. Ya şu Çin komünistleri? Onlar da tutmuş, özel mülkiyete hak tanıyan bir kanun çıkartmışlar. Biz burada, devrim kansız olmaz derken: Atatürkçülüğü bile kendimize mal edip güzel güzel devrim yaparken, siz orada revizyonist oluyor sunuz!
8 MAYIS – SESİMİZ GAZETESİ