By ANADOLU BASIN BİRLİĞİ’NİN TOKAT TOPLANTISINDAN NOTLAR (10)
Kayserili gazeteci, Anadolu Basın Birliği’nin merkez yönetim kurulu Şemsettin Çetinöz de kürsüdeki konuşmasında, aynı koyuna ilişkin olarak şöyle bir şey demişti: “Sayın Dekanım, mahalli gazeteci Vali Bey’le dolaşmayıp ta, kiminle dolaşacak? Vali, bir ilin bir numaralı mülki amiri, devletin ve hükümetin temsilcisi, en geçerli haber kaynağı değil midir?”
Zinhar öyle idi, öyle idi ama, siz gelin yumurtaya kulp takma meraklılarına meram anlatın. Elbette basının sorumlulukları yanında sorunları da vardır. Mahalli basının kendine özgü bazı güçlükleri de bulunmaktadır. Bunun yanında hürriyetçi demokratik bir rejimde basın, demokrasinin temel öğelerinden biri ve demokrasinin güvencesidir. Bu güvence, ülkemizde anayasal bir hükümle de pekiştirilmiştir. Ülkemizde hürriyetçi demokratik rejim hakimdir. Bu sebeple basın üzerinde bir “vesayet” söz konusu olamaz. Kurumların tarihsel gelişimleri bakımından, devletin bazı kurumları arasında “vesayet” ilişkilerinin bulunması da gereğinde roğal sayılmaktadır. Ancak basın, demokratik hayat içerisinde kamuoyunu oluşturmak ve onun sözcülüğünü yapar duruma ulaşmakla vesayet ilişkisinden soyutlanmış olmaktadır.
Basın özgürlüğü gibi ciddi bir konuda, gayriciddi laflar edilmesi en azından bir gaftır. “Vesayet” lafı boşlukta kaldığı gibi, “dedeler ve torunlar” benzetmesi de mizahi bir espri dahi olamamamızdır. Bu tür edebiyat, insanda başka türlü çağrışımlar yapmaktadır. Yoksa takıştığımız başka meseleler var da, bunu şuuraltı bir tepkiyle, gazetecilerin toplantısında dışa vurmaktan garip bir zevk mi almak istemiştiniz? Bu da akla gelmekle beraber, biz sadece savunma hakkımızı kullanmış oluyoruz.
4 KASIM – SESİMİZ GAZETESİ
