DEMOKRASİMİZ NEREYE KOŞUYOR? (6)

DEMOKRASİMİZ NEREYE KOŞUYOR? (6)

DEMOKRASİMİZ NEREYE KOŞUYOR? (6)

Biz üniter devletiz. Yerel seçimlere gerçek önemini vermek, mahalli idareler reformu yapmak, yerel yönetimleri güçlendirmek, üniter devletimizi zayıflatabilir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde vilayet sistemi vardır. Eyalet sistemi olamaz.
“Uniter Devlet” yani tekelci, bütüncül devlet… Demek ki üniter’in Türkçe karşılıkları varmış. Kim söylüyor biz üniter devlet, bütüncül devlet olmayalım diye? Hiç kimse… Lakin ortalıkta bir şeyler yavaş yavaş tartışılmaya başlandı.
Recep Yazacıoğlu nam kişi başlattı bu tartışmayı, 15 Nisan 1964 tarihinde Tokat’a Vali olarak gelen Yazıcıoğlu, “Zıpkın” atılımıyla eyleme dönüşen “yerinden yönetim” fikrini, bunun kavgasını-gürültüsünü de çıkartarak, Türkiye’nin gündemine soktu. Sonra, bu da gelip geçer dendi. Olaya bayağı merakla, ilgiyle bakanlar oldu. Hatta adına “Tokat olayı” diyenler oldu.
Böyle oldu amma, bu işin tadı kaçmaya başladı. Hani bizde herşey saman alevi gibi parlar ve de söner ya! Bu da öyle bir şeydi canım… dedik ya sonra sonra bu işin tadı kaçmaya başladı. Zira “Tokat Olayı” yerli demokrasimizin de çarpık – çurpukluğunu ve hastalıklarını ortaya çıkarttı. Dünyada örnek gösterilen, bizim de sözde örnek aldığımız, gelişmiş demokrasilerdeki yerel yönetimler, yani belediyeler, İl ve İlçe yönetimleri ve köy idareleri çok güçlüydü. “Katılımcılık” esas ilkeydi. Herkes, demokratik hak ve ödevlerinin bilinciyle kendi sınıfsal menfaatleri, sosyal ve kültürel birikimleri doğrultusunda tam olarak örgütlenebiliyordu. Merkezle körü körüne bağımlı olmayan yerel yönetimler, demokrasinin dinamik gücünü oluşturuyordu.
Peki ya bizde de yerel yönetimler güçlenir, kendi kaynaklarını kullanmasını bilir, milli hasıladan ve genel bütçeden daha çok pay ve hak isterlerse n’olacaktı? Fincancı katırlarını ürkütmek diye buna denirdi işte!…
İyi de merkezi hükümette biz ne yapacaktık? Siz mi? Dış siyaset, genel asayiş ve güvenlik, mili savunma, makro planlama, yasama ve yüksek yargı size… Gerisini siz bize bırakacaksınız.
Olur mu canım? Merkezi Hükümet’in yetkileri aynen padişahlık gibi olmalı. Eksilmeyip daha da artmalı… Genel Bütçenin de yüzde 60-65 ini size dağıtırsak bize ne kalacak? Nutukları atarız, aslan payını kaparız. Hem sonra biz sizi on yılda bir kurtarmıyor muyuz? Size yeni yeni Anayasalar yapmıyor muyuz?

21 MART – SESİMİZ GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir