DEMOKRASİMİZ NEREYE KOŞUYOR? (13)

DEMOKRASİMİZ NEREYE KOŞUYOR? (13)

DEMOKRASİMİZ NEREYE KOŞUYOR? (13)

Tarihsel köklerinden kopartılmış ve tabulara ram edilmiş toplumu adli, inzibati ve idari sistemlerdeki antidemokratik uygulamalar ve faşist yasalarla mum gibi yaparsınız. Yaparsınız ama, milli kültürü yok etmek, ruh ve imanı çalmak, gerçek tarihi saptırmak mümkün olamayacağından silah, gün gelir geri teper. Avrupa, faşist yasaları çoktan terketmiş, vahşi komünizmi de demokrasilerinin gücüyle ehlîleştirmiştir. Gelişmiş, kalkınmış, dünya ekonomisinde ve siyasetinde, bilimde ve sanatta güçlenmiş ülkelerde; tartışılmaz ve dokunulmaz tabular yoktur, vatandaşa karşı imtiyazlı koruma ve üstünlüğe sahip memur yoktur. Ya bizde nasıldır?
Bizde mi? Bizde bürokrasi çok üstün bir kuvvettir. Bürokrasi birinci sınıf, vatandaş ikinci sınıf insandır. Devleti koruma ve güçlendirme bahanesiyle devlet, büyüdükçe büyümüş, sonunda mamudizm hastalığına yakalanmıştır. Yani sürekli yiyen şişen, obur, hantal bir dev.
Bu haliyle bizim devlet komünist devletlere benzer. Onlar bile hastalığı teşhis edip, yeniden yapılanma şeklinde bir değişim sürecine girdiler. Bizim devde henüz bir hareket yok; yok ama bu meselenin tartışılması Türkiye’nin gündemine girmiştir artık.
Böyle bir meseleyi gündemde tutmak da kolay değildir hani…. Devletin milletten ayrı düşünüldüğü, hatta birbirine zıt düşünüldüğü, emeğin ucuz, vurgunun kolay olduğu, vergisini ödediğine göre patron konumundaki vatandaşın, hizmetkarı konumunda olması gereken sivil ve askeri bürokrasi karşısında köle haline getirildiği; antidemokratik yasalar, yüksek faiz politikaları ve yanlış vergileme sistemi, sevgi, saygı ve güven bunalımı yüzünden demokratik ve ekonomik bakımdan vatandaşların doğru- dürüst örgütlenemediği, milli tarih şuurunun olmadığı, nesiller arası bağların koptuğu, gençlerin ilgisiz ve başıboş bırakıldığı bir ülkede; kemikleşmiş oligarşik yapıyı kırmak demokrasiyi tabana yaymak, milliyetçiliği yüceltmek, tabuları yıkmak zordur zor!..
Kolayı değil, zoru tercih edin. Zor işte hayır vardır. Makus talihinizi ancak böyle yenebilirsiniz. Herşeye rağmen iş yapmak lazım iş!.. Laf değil iştir aynası kişinin… Üretmek lazım. Herkes birşeyler üretmeli ve örgütlenmeli ki işin sırrına varalım. Herkesin kendine göre bir misyonu vardır. Sırrına vardığımız misyon, bu misyondan hissenize düşen pay, sizi menzile eriştirir elbet birgün…

4 NİSAN – SESİMİZ GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir