By DEMOKRASİNİN FAZİLETİ
Demokrasinin tarihi bir hayli eskilere dayanır. Çeşitli zamanlarda, çeşitli toplumlarda değişik değişik biçimlerde uygulandığı görülmüştür. Demokrasi özellikle M.Ö 5. yüzyılda eski Yunan sitelerinde, yaygınlaştığı söylenmekle beraber, o zamanlar kölelere ve kadınlara oy kullanma, seçme ve seçilme, hakları tanınmıyordu.
En sade bir tarifle demokrasi, halkın kendi kendini yönetmesi demektir. Kelimenin aslı olan Latince, demokratia, demos (halk) ve kratos (otorite) kelimelerinden oluşan bir kavramdır.
Ortaçağda Magna Carta olayı demokrasi tarihinin kilometre taşlarından biridir. Kralın kanuna boyun eğmesinin kabulü demek olan Magna Carta, Kraldan zorla elde edilen hakları kapsayan belgenin adıdır. 1215 tarihinde İngiltere kralı John ile bir grup asi Baron arasında imzalanmış olan Magna Carta (Büyük Ferman), bugünkü demokratik kuralların, temel insan haklarının birçoğunu içermekteydi. Demokrasi tarihinin en keskin dönüm noktalarından bir büyük olay ise 1789 Fransız İhtilalidir. Hürriyet, eşitlik, kardeşlik ilkelerinin bayraklaştığı ve tesiri başka ülkelere de yayılmış olan bir devrimdir.
Eski Türk tarihinde ve bilhassa İslam tarihinde de demokrasinin adı geçmese bile insan haklarının ve adalet devletinin öne çıktığı devirler olmuştur.
Osmanlı devrinde, Vakıflar ve Esnaf Locaları gibi sivil toplum örgütlerinin yönetime katıldığı görülmektedir. Devlet otoritesinin kaybolduğu zamanlarda bile sivil toplum örgütleri sayesinde toplumsal hayat, çözülmeden sürmüştür.
Meşrutiyet ve Cumhuriyet devrimlerinden sonra, 1946’da başlayan çok partili rejime geçişimiz, nihayet 1950’de yapılan dürüst bir seçimle yeni bir Hükümetin işbaşına gelmesi ve düşe-kalka demokrasi yolunda birçok kilometre taşlarını geçip nihayet bu günlere vardığımız nokta…
24 ARALIK 1996 Genel Milletvekili seçimlerinden sonra vardığımız nokta nicedir? Nasıl bir sınav verdik? Demokrasinin hangi durağına gelebildik?
Bu sorulara dürüstçe cevaplar bulmak zorundayız.
Bizim demokrasi, nasıl bir demokrasi? Varsa gücü nedir, zaafları nedir?
Bana sorarsanız bizim demokrasinin gücünü kuvvetini pek bilmiyorum ama, zaaflarını çok iyi biliyorum.
Demokratik yönetim düzeninde halk iradesinin gerçekten ağır basması için yönetimin halk tarafından denetlenmesi lazımdır.
Meşru otoritenin kaynağı halktır.
Herkes halk adına konuşuyor ama, halkın kendi gücünü ve sesini duyurması için somut biçimde siyasi kurumların işlemesi şarttır.
Halkın yönetimi denetleyebilmesi için elindeki somut siyasi kurumlardan önemli bir tanesi HÜR BASIN’dır.
Hükümetlerin ve Parlamentonun sağlıklı işleyebilmesi demokratik kurumların varlığına ve halkın yönetime sürekli katılımına bağlıdır. Yani, 4 yılda bir oy kullanmakla bu iş bitmiş olmuyor.
Neden bitmiyor ve biz işin bittiğini sanırken nasıl oyunlara geliyoruz, bunları bir bir, inşallah bu köşemizde yine birlikte ortaya dökeceğiz.
Yalanın dolanın arkasına saklanmadan gerçekleri koyacağız ortaya. Hatıra fetva vermeden.
Demokrasinin fazileti nedir, nerededir? Bunun peşine düşeceğiz…
Hoşça kalın…
11 OCAK – TOKAT GAZETESİ
