By Gazetemiz yazarlarından Sayın Cemalettin YARKIN’ın başlattığı BENZAT DERESİ ile ilgili yazıya İnş. Yük. Müh. Ömer KUNTAY’ın açıklaması
Daha ikinci sayısında, adına layık bir tartışmayı açan gazetenizi kutluyorum. Ancak hemen belirteyim ki tartışma konusu “Behzat deresinin üzerinin kapatılması” değildir. Bana kalırsa tartışılması gereken konu derenin ve dolayısıyla Tokat’ın korunması için neler yapılması olmalıdır. Zira Derenin ÜZERİNİN KAPATILMASI DÜŞÜNÜLEMEZ.
Bu önemli hususu belirttikten sonra konuyu belirttikten sonra konuyu biraz derinleştirelim:
DERE NE İDİ NE OLDU?
Şüphesiz dere havzası öteden beri aynen duruyor, 1850’lerde Tokat’lıların hayvanları şehir etrafında otluyor, insanları sabah gittiği ormandan öğlene bir yük odunla dönüyordu. Bu kesim arttıkça, havzanın bitki örtüsü kalktıkça, seller gelmeye başladı. Küçük çay bahçeleri, dabakhaneler, dükkânlar duruyordu ve birgün Tarih olan bir sel felaketi yaşandı, dere üzerindeki köprülere sığmayan ağaç kütükleri buna sebep oldu. 1902 Reji köprüsü, Cinoğlu köprüsü, Halkalı köprü, Dabakhane köprüsü vb. bir müddet daha vazife görebildiler. 1950 li yıllara geldiğinde artık oduna giden bir kimse iki günden evvel evine gelemez olmuştu. 1949-1950 lerde yaşanan sel felaketi, artık bu sayıların köprülerinde yetmediği ortaya koydu.
Aynı senelerde sel felaketine uğrayan Çankırı ve diğer iller için DSİ-TOPRAKSU bir program yaparak işe koyuldu. Öncelikle yapılan iş PROJE hazırlamaktı. Tatbikat TOKAT’tan başladı. Sel havzası tarandı, seddeler inşa edildi, dere yataklarının kurpları düzenlendi ve taban meyli düzgün hale getirilmeye çalışıldı. Bu düzenlenmeye uymayan tarihi köprüler dahi yıkıldı. Dere tabanı aşınmaya karşı kaplandı vs.
Rahmetle andığımız Ağabeyim Süreyya Bedestenlioğlu’nun yakın takibi ve ısrarı ile Sayın Süleyman Demirel’in büyük desteğiyle Behzat deresi o günlerin imkânları nisbetinde düzenlendi ve TOKAT’lılara hediye edildi.
Neredeyse elli sene daha geçti, şimdi durum nedir?
– Havza ağaçlandırması başarılı bir şekilde devam ediyor mu?
– İnşa edilen sel seddeleri hiç bakım gördümü yeterli mi?
– O günden beri yapılan köprülerden kaç tanesi öngörülen ölçüde?
– Dere tabanında, yan duvarlarında müdahaleler, kesit daralması oyuntulara neden olabilecek durumda mı?
– Dere ıslahı neden membaya doğru devam ettirilmedi?
Daha başka sorular akla gelebilir, bunların en önemlisi şudur:
ŞU ANDA DERENİN EMNİYETLİ VE MAX. SEL DEBİSİ İYİ HESAPLANMIŞMI?
Zannımca bu konuya cevap verecek konusunda uzmanlaşmış iki teknik daireden biri TOKAT’ta vardır.
Dereninin iki yanının yol olarak işlendiği imar planının yapımı pek eski değildir. Şehrin ikinci bir şehir içi anayoluna ihtiyacı olduğu hepimizin malumudur. Bu iki kenar yol yapımı planlarda işli iken bu yola cepheli binalara ruhsat veren Belediyemiz nerede idi?
Dereye çöp atılıyor, pis kokuyor demek iki sebepten ayıp kaçar birincisi Tokat’lılara hakarettir, ikincisi temizlik işleri müdürlüğüne. Yaprakları dökülüyor ortalık pis oluyor diye ağaçları kesmekle aynı anlama gelir.
Üzeri kapatılan bir dereyi, görülmediği için, hiç temizlemeyeceklerini düşünürseniz, bu defa dere değil Kanalizasyon çukuru olur orası!
BEHZAT BULVARI demek istediğim bir bulvar inşa ettirilecekse önce bu yolların bir YOL PROJESİ yaptırılsın. Belki müsabaka ile yaptırılsa şehrimize güzellik verecek bir eser bile ortaya çıkardı. Ne kadar yerinde olurdu. Belediye başkanımıza ısrar ettim. Parça parça projelerle bu işi yapmayınız berbat olur dedim.
Duyduğum kadarıyla G.O.P Bulvarının girişini genişleterek işe başlanılması Behzat Bulvarı Projesinin yapılmadığını gösteriyor, Yazık!
Bilim çağında projesiz, iyi düşünülmeden, reklam olsun diye yapılan halk hizmetlerinin dahi ne kadar düzen bozucu, ne kadar yetersiz kalacağını hep başımızı vura vuramı öğrenmemiz lazım?
Ben yetkilileri, Şehrimizin geleceğiyle ilgili bu çok önemli konuda, can güvenliğini ilgilendiren konuların savsaklanamayacağını, son zamanlarda pik periyoduna yaklaşmakta olan yağışlarıda dikkate alarak, çok titiz olmaya davet ediyorum.
Ortaya çıkartılacak güzel eserlerden en çok sevinç duyacak birisi var ise oda benim. Hemşehirlerime ve Size saygılarımı sunarım.
1 ŞUBAT – TOKAT GAZETESİ
