DEBDEBE ve TANTANA
Bilirsiniz, bizim Milletvekilleri Ankara’da son derece Lüks, dayalı döşeli Lojmanlarda otururlar. 24 Aralık seçimlerinden önce yapılan anayasa değişikliği ile 450 olan Milletvekiline daha Lojman yapmak için, arsa olarak Milletvekili Mahallesi’nin stadyumu seçilmiş. Şimdi bu stadyum ve çevresine blok apartmanlar yapılacakmış. B.M.M eski Başkanı H. CİNDORUK, başkan seçilmeden önce, milletvekili Lojmanlarını özelleştireceğini vaad etmiş, bunların Devlet’e büyük külfet olduğunu söylemiş, ancak başkan seçildikten sonra bir daha lafını dahi etmemişti.
Diğer taraftan Halk Bankası trilyonluk, muazzam bir genel müdürlük binası yaptırıyor, SAYIŞTAY’ın yeni binasında ise her memura 70 metrekarelik bir alan düşüyormuş. Devletin Mercedes otomobil parkı ise büyüdükçe büyüyormuş. Geçen sene Dışişleri Bakanlığı ve Başkanlığın toplam 95 adet Mercedes-500 (Her biri 428 bin Alman Markı), bir o kadar da Mercedes jeep (Her biri 325 bin Alman Markı) aldığını biliyoruz. Bu sayıda ve böylesine pahalı Mercedeslerin makam arabası olarak kullanıldığı başka hiçbir ülkenin olmadığı da bir gerçek. Üstüne üstlük Başbakanlığa ve Dışişleri’ne yeni Mercedes alımları için bu yılki bütçeye de ödenek konduğunu haber alıyoruz.
Böylesi debdebe, böylesi alâyiş ve gösteriş, dünyanın en zengin memleketlerinde dahi yoktur. Üstelik biz, 80 Milyar Dolar dış borcu olan, bu borcun, yıllık taksit ve faizlerini yine dış borç olarak ödeyen bir ülkeyiz. Varın gayrısını siz hesap edin.
Bir yandan Devletin büyük patronları israf içinde yüzerken, öbür yanda yine aynı devletin Karayolları Genel Müdür, “1 kilometre yeni yol yapacak paramız yok” diyor. Demiryollarımız ise, Nuh Nebi’den kalma ve çok yetersiz. Demiryoluna da ayıracak beş paramız yok. Şimdi sormak lazım: Bir ülkenin ekonomisinin, kalkınmasının belkemiğini oluşturan karayolu ve Demiryolu mu önemli ve öncelikle, yoksa lüks makam arabaları ve şatafatlı binalar mı?
Bir şatafatlı bina da burada biz yapmaktayız. Ortadoğu ve Bakanlar’ın en büyük Kültür Sarayı’nı yapma şerefi de TOKAT’ın olacak. İl Özel İdaresi tarafından yaptırılan trilyonluk, belki daha fazlasına mal olacak bir bina. Bu bina için seçilen yer ise, malum, BÜYÜK TOKAT OTELİ’nin bahçesidir, yani turistlik bir alandır.
Turistik, yeşil bir sahaya büyük, betonarme binalar yapmak kanunen yasak olduğu halde, maalesef bu yasak, onu uygulamakla yükümlü olanlarca çiğnenmiştir. Oysa ki mesele “Dediğimiz dedik, çaldığımız düdük” zihniyetinin eseridir. Kültür Sarayı için çok daha uygun mekânlar vardı, eski tarihi mekânlar, binalar vardı, bunlar onarılırdı ve çok daha az bir maliyetle bu iş biterdi. Bu fikirler, o zamanlar öneri olarak, tasarımı olarak ortayız kondu, söylendi ve yazıldı. Ama ne yazık ki önemsenmedi, hatta dalga geçildi.
Ne diyelim, Allah hepimize sağduyu, akıl-fikir versin.
Saygı ve sevgiler. Hoşça kalın…
25 NİSAN – TOKAT GAZETESİ