PALDIR – KÜLDÜR GEÇEN ZAMANLAR
Bir dosta rastlayınca sordum:
– İşler nasıl?
– Eh işte, tangur-tungur gidiyor!
Birkaç adım yürüdüm, bir başka dosta dedim:
– İşler nasıl gidiyor?
– Vallahi ne bileyim, paldır-küldür gidiyoruz işte!
Mehmet Akif ERSOY Berlin’deyken, İstanbul’daki bir dostundan mektup gelmiş. O tarihte İstanbul’da siyaset bir hayli karışık. Devlet-i aliyenin merkezinde işler artık eskisi gibi değil. Bu yüzden mektubun sonunda şöyle bir not varmış: “Bu gidişle ne olacağız, dersiniz?”
Mehmet Akif ERSOY, cevap yazmış:
“-Ne olacağız? Zamanımızı laklakiyatla geçirmişiz. İlime, fenne, araştırmaya bakmışız. Berlin’de Büyükelçimiz Kur’an tefsiriyle, İstanbul’da Sarıklılar siyasetle uğraşıyor!. Artık daha olacağımız sen düşün!”.
BERLİN dönüşü M. AKİF BEY’e sormuşlar:
“- Berlin’de ne var ne yok üstad?”
“- Ne olsun, gördüğü kadarıyla yaşayışları dinimiz gibi, dinleri ise yaşayışımız gibi!”
Şimdi, bir an durup düşünelim. Dünden bugüne ne yaptık, onca zamanları nasıl geçirdik? Ve bugün zamanımızı nasıl geçiriyoruz? Paldır-küldür mü geçiyor?
Sözün kısası, zamanımızı ne şekilde değerlendiriyoruz?
En değerli sermayemiz olan zaman, eskisi gibi yine çok ucuza mı gidiyor? Yoksa ne de olsa geçen bunca zamandan yeterince ders alabildik mi?
Zaman, zamanın değeri, zaman savurganlığı üzerine inşallah sohbetimize devam edeceğiz.
Hoşça kalın..
28 EYLÜL – TOKAT GAZETESİ