“NUTUK”

“NUTUK”

“NUTUK”

Cumhuriyetimizin 73. yıl dönümünü büyük bir coşku ile kutladık. Bu yılki kutlamalar çok daha muhteşem oldu. Peki ertesi gün ne oldu? Ne olacak, aynı tas aynı hamam berdevam.
Her yıl yaptığımız törenler ve kutlamalar sırasında, mesela yüzde kaçımız, kendi kendine veya topluca şöyle bir düşünüp “Yahu, şu Cumhuriyet’in aslı esası nedir? Bu iş kolay mı olmuş, zor mu olmuş, büyük Türk İnkılabı nasıl gerçekleşmiş, İstiklal Savaşı nasıl kazanılmış, Cumhuriyet’in ilk on yılında kimler kimlerle ne için mücadele etmiş?” diye sorduk?
Her Cumhuriyet Bayramı’nda çok nutuk söylenmiştir, bundan sonra da söylenecektir. Bu da doğal bir şeydir, çünkü her törende birilerinin kürsülere çıkıp günün anlam ve önemi hakkında bir şeyler konuşması gereklidir. Vel’hasıl törenlerde nutuk atmak, tabir caizse atıp tutmak şeklinde olsa dahi serbesttir.
Bir nutuk daha vardır ki, o bir başka nutuktur. Bu NUTUK, ATATÜRK’ün 15 Ekim 1927-20 Ekim 1927 günleri arasında, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 2. Kurultay’ında yaptığı konuşmadır. Hergün 6’şar saat okumak suretiyle 36 saat 30 dakikada bitirmiştir.
Gazi M. Kemal ATATÜRK’ün “NUTUK”u (SÖYLEV’i) üstüne çok yazı yazıldı, çok açıklama ve yorum yapıldı. Acaba NUTUK’un en ağırlıklı yanı ne bakımdandır? Bizce, NUTUK’un en önemli, en ağırlıklı yanı TARİH bakımındandır. Bu eserde, yalnız 1919’dan başlayan olaylar değil, o olayların doğmasına yol açan, Türk Tarihi’nin derinliklerine inen gerçekler sergilenir. Bu gerçeklerin akışı içinde, TÜRK TARİHİ, değişik gelişim, duraklama, gerileme evrelerinden geçerek, 1. Dünya Savaşı’nın üstünden aşarak, önce 19 MAYIS 1919 dönemine, sonra “SÖYLEV” in ortaya konduğu güne ulaşır.
“SÖYLEV” in en çarpıcı bölümlerinden birisi, Tarihin en büyük kuruluşlarından biri olan OSMANLI DEVLETİ’nin, uygulanan içekapalı, hızla gelişen bilim ve teknolojiye yabancı kalışı ve çağın gidişine aykırı yönetimi yüzünden yıkılışının nasıl önlenemez olduğunun anlatıldığı bölümdür.
Atatürk’ün Söylevinden çıkan sonuç şudur: Değişmez, tartışılmaz ilkeler olamaz. Devletlerin, Milletlerin hayatı aynı noktada duramaz. Bir noktada saplanıp kalmış güçlü, günün birinde, ilerleyen güçsüzün karşısında yenilgiye uğrayabilir. Yönetimde ve bilimde, “tartışılmaz” sayılan ilke yararlı olamaz. SÖYLEV, bize bu gerçeği bütün belgeleriyle gösteriyor.
Bundan çıkan bir başka gerçek nedir? Aslolan değişmedir, ilerlemedir, gelişmedir, özgürlüktür, bağımsızlıktır. Bizzat Atatürk’ün koyduğu ilke ve inkılaplar da, böyle bir çizgide tutulduğu takdirde geçerlidir, yararlıdır. Yoksa bunlar, tartışılmaz bir takım tabular haline getirilirse, ilke ve inkılabın ruhuna aykırı düşülmüş olacaktır.
“NUTUK” tan çıkan bir başka ders de şudur: Milletçe her zaman uyanık ve sağgörülü olmak. NUTUK’un sonunda yer alan “GENÇLİĞE HİTABE” sinde ATATÜRK, Türk Bağımsızlığı ve Türk Cumhuriyeti’nin en değerli güven kaynağı olduğunu, içte ve dışta bizi bu kaynaktan yoksun etmek isteyen bedhahların (kötücüllerin) bulunacağını bildirmiştir. Ne yapılması gerektiğini de vasiyet etmiştir.
“NUTUK” söylendiği tarihten itibaren kitaplaşmış, yıllar yılı birçok yayınevlerince. Türk Tarih Kurumu ve benzeri birçok kuruluşlarca defalarca basılıp yayımlanmıştır. Her Türk Vatandaşının evinde bulunması gereken bir kitaptır. Hiç olmazsa yılda bir kez olsun, mesela Cumhuriyet’in yıl dönümünde olsun şöyle bir açılıp bakılması, hatırlanması ve okunması gereken bir eserdir.
Gerçek Demokrat olmak, sistemi sağlıklı işletmek, çağın gidişini iyi izlemek, bilgi toplumu olmak ve Cumhuriyet’i gerçekten korumak istiyorsak, NUTUK’u iyi okumalı ve anlamalıyız. Yoksa yılda elli sefer, Atatürk heykelinin önünde çelenk koyup selam durmakla bu iş yürümez.
Milletçe birlik ve dirlik içinde daha nice Cumhuriyet bayramları kutlamak dileğiyle…

30 EKİM – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir