TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN (1)
Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu, hatta iç içe yaşamakta olduğu bir büyük tehlike vardır. Sel ve heyelan şeklinde afetler, verimsizleşen topraklar, kuraklık, susuzluk vb. alametleri olmakla beraber bu tehlike sinsidir, yavaş yavaş seyreder ve son darbeyi vurduğunda her şey bitmiş olur.
İnsanımız, doğamız, bitki ve hayvan varlığımız, toprağımız, ormanımız ve suyumuz; tek kelimeyle hayatımız büyük tehlikenin hedefi olmaktadır. Bugün yaşayan bizler gibi gelecek kuşaklar da aynı tehlikeye maruzdur: EROZYON!
EROZYON; bitki örtüsündeki kayıpların, ağaç ve orman kıyımının, sömürülen otlakların çoraklaşması ve bunlara seyirci kalınması sonucunda tabiatın bize kestiği ağır faturanın adıdır.
NASA’nın 1985 yılında ülkemiz hakkında yayınladığı bir raporda geleceğimize dair ürkünç, hatta korkunç kehanetler yer almaktadır. Buna ister kehanet, ister bilimsel tesbitler diyelim netice değişmez: “TÜRKİYE ÇÖLLEŞİYOR!”
NASA Raporu’nda kehanetin vadesi de belirtilmiş: En geç 50 yıl. Bunun 12 yılı geçtiğine göre, geriye ne kaldı? 30-35 yıl. Şimdi şöyle diyen olabilir: “Canım ben o zamana kadar ölür müyüm, kalır mıyım?” Biz de zaten bu gibilere değil, “Benden sonra tufan!” demeyenlere sesleniyoruz.
İşin aslına bakılırsa duyarsızlık ve yetersiz bilgi, erozyonun yarattığı felaketi görmezden gelmemize neden oluyor.
“EROZYONLA KAYBETTİĞİMİZ TOPRAKLAR İNANILMAYACAK BOYUTLARDADIR.”
Bir kıyaslama yaparsak, ülkemizin erozyonla her yıl kaybettiği toprağın 20 milyon kamyon olduğunu, bu kadar toprağın da KIBRIS Adası’nın veya TOKAT İli’nin yüzeyini 10 cm. kaplayabileceğini bilebiliriz.
Bir karış toprak için savaşı göze alan bir millet, her yıl 20 milyon kamyon vatan toprağının akıp gitmesine seyirci kalamaz!
Yarın bu konuya devam edeceğiz inşallah. Hoşça kalın…
27 KASIM – TOKAT GAZETESİ