ÖZÜRLÜLERE TOPLUMSAL BAKIŞ
3 ARALIK DÜNYÜ ÖZÜRLÜLER GÜNÜ kabul edilerek kutlanmaktadır. Bu kutlanmadan maksat, özürlü diye tanımlanan insanların sorunlarını gündeme çıkarmaya, tartışılmasını, çözüm yolları aranmasına ve biraz da anımsamaya ve moral bulmaya vesile olmaktır. Zaten kabul edilmiş belirli gün ve haftaların kutlanması veya anılmasının nedeni budur.
Gerçi 3 ARALIK’ı birkaç gün geçmiş olsak da bu konuyu işlemeyi gündemin gereği sayarız. Özürlü kelimesi ne ifade ediyor? Bu kelimenin tıbben ve hukuken yapılmış tarifleri vardır. Bu tarifler bilinmese de herkesin kafasında bir özürlü imajı vardır ve bu imaj genellikle kör veya topal imajıdır. Bir de tekerlekli sandalye imajıdır. Oysa ki özürlülük çok da geniş kapsamlıdır. Bir veya birkaç organ eksikliği veya eksik olmasa bile işlevini yetirene getirememesi özür halidir. Bedensel ve zihinsel gücün belirli oranların altına düşmesiyle doğrudan ilişkilidir.
Özürlü olmanın sebepleri malumdur. Ya genetik olarak özürlü doğma, ya gebelik halinde annenin aldığı yanlış ilaç, kullandığı alkol, sigara ve uyuşturucu madde nedeniyle yine anadan doğma, ya da sonradan olma, özürlülük halleridir ki bu sonuncusu herkesin başına gelebilir. Bu da çocuk felci gibi hastalıklar ve başta trafik kazaları olmak üzere çeşitli iş kazaları ve diğer sebeplerle olabilmektedir. İnsanın bütün organları veya felç geçirip tekerlekli sandalyeye mahkûm olması Allah vermesin öyle kolay bir şey değildir.
TÜRKİYE SAKATLAR DERNEĞİ Tokat Şube Başkanı Salih Sayar’ın açıklamasına göre Türkiye’de tahminen 5 milyon, Tokat’ta ise 1000-1500’e yakın özürlü bulunmaktadır. Ülkemiz nüfusunu 65 milyon kabul etsek, 13 kişiden 1 kişi özürlü demektir. TOKAT, İlindeki özürlü sayısı, Türkiye nüfusu ve sakat vatandaş oranına göre hesap edilirse çok daha fazla olabilir. Eğer tahmin doğruya yakınsa ve ülkemizde 5 milyon insan sakat veya bedensel özürlü ise bu rakam, nüfusumuza göre bayağı fazla sayılır.
Bu rakamlar bildiğimiz kadarıyla bedensel özürlü vatandaş sayısını gösteriyor. Bir de zihinsel özürlü veya geri zekâlı insanlarımız var. Bunların bazıları toplum için gezinen, sahipsiz, gariban ve “deli” denilen kişilerdir. Bir de son yıllarda ENFLASYON’un tesiriyle veya işsizlik gibi hallerle kafayı üşütenler çıkmaktadır. Ruh sağlığı da bedensel sağlık kadar önemlidir.
Öyle veya böyle özürlü vatandaşlarımız da bizim insanımızdır. Sağlam ve sağlıklı vatandaşlar gibi bütün haklara sahiptir. Öncelikle onların gururlarını incitecek davranışlardan kaçınmak, onların daha hassas olabileceklerini kabul etmek önemlidir.
İkincisi onların, normal insanların yapabilecekleri, hatta yapamayacakları birçok işi yaptıklarını bilmek ve görmek lazımdır. Burada mühim olan, onların önündeki engellerin kaldırılması suretiyle ele muhtaç değil, iş sahibi üretken insanlar olarak toplumdaki saygın bir yerde bulunmalarını kolaylaştırmaktır.
Esnafı sanatkâr, işçi, memur nice sakat vatandaşımız var. Aksi durumdaki dilenen veya dilendirilen özürlüleri kurtarmak lazım. Bu konuda görevli başta Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmak üzere, çeşitli sosyal yardım Vakıfları ve Dernekleri var. Özürlülere, sakatlara destek ve yardım konusunda Belediyelere ve hepimize görev düştüğünün de bilincinde olmalıyız. Mesela TÜRKİYE SAKATLAR DERNEĞİ’ne manen ve maddeten destek vermek gibi…
Hoşça kalın…
8 ARALIK – TOKAT GAZETESİ