By HABERLERDEN ESİNTİLER
“Ülkenin sorunlarına sahip çıkan bir hükümet görev başında… Piyasalar son derece canlı… Döviz ve faiz istikrar içinde, Borsa hareketli… Vatandaş işinde gücünde…”
Bu iyimser haberlere bir itirazımız yok. Hatta bu tabloya Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattının açılması ile Kumarhanelerin kapatılması kararı gibi değişik pembe renkleri de ilave edebiliriz. Yalnız bu pembe tablonun bir de kırmızı nisanı var: %30 zammı az bulan memur ve öğretmenin Hükümet’e gösterdiği kırmızı kart!.
RP’nın sivri isimlerinden Rize Milletvekili Şevki YILMAZ, (Sivri olduğu, törpülenmesi gerektiği yolunda bizzat RP Genel Sekreteri Oğuzhan Asiltürk’ün de beyanı var)
Yılbaşı kutlaması hakkında “yılanbaşı” benzetmesi yaparak (Ne alaka?) görevinin milleti hakka çağırmak olduğunu, Yılbaşına alternatif olarak “Mekke’nin fethi”ni kutlayacaklarını söyledi.
Hani nereden nereye diyeceksiniz? Acaba sayın Şevki Yılmaz şöyle mi demek istiyor? “Biz ilk Müslümanları temsil ediyoruz. Yılbaşı kutlaması yapanlar ve ya bize oy vermeyenler de Mekke müşriklerini… Mekke’nin kutlaması bahanesiyle onları İslam’a çağıracağız.”
Diyanet İşleri Başkanı M.Nuri YILMAZ, Berat Kandili dolayısıyla yayınladığı mesajda; “Bu geceyi günahlardan arınmak, manen temize çıkmak için önemli bir fırsat kabul etmeli, geçmişin muhasebesi, yepyeni ve tertemiz bir geleceğin başlangıcı olarak değerlendirmeliyiz.” dedi.
Keşke o muhasebe işini yılda bir veya birkaç gece değil de her gece yapabilseydik? Ve Diyanet Başkanımız “Yeni bir geleceğe başlangıç olsun!” istiyor. Evet, biz de istiyoruz. Ve bunu bizzat Diyanet İşleri Başkanlığı içinde temenni ediyoruz. Temenni etmekle beraber aynı zamanda sormak istiyoruz: Yüce İslam dini, ülkemizin her tarafında din bezirgânlarının, sahte seyyitlerin ve bir kısım politize olmuş cahil din görevlilerinin elinde kalmıştır. Sizin iyi niyetinizden eminiz, ne var ki bu başıboşluğa da önlem gerek.
Dört bir tarafa irşad heyetleri mi salacağız, camilerde uluorta ve sorumsuzca verilen vaaz ve hutbeleri mi kontrol altına alacağız, artık orasını siz takdir edersiniz. Bunu yazmak bize düşen vicdani bir borç oldu.
28 ARALIK – TOKAT GAZETESİ
