BİNBİR TÜRLÜ BELA (3) …
İşin garibi, milletin ve devletin başına bela olmuş, olmaya da devam eden KARA DELİKLER ve KARA TAASSUP bazı çevreleri hiç rahatsız etmiyor. Bu belalarını önlenmesi herhalde onların ya menfaatlerine ters düşüyor, ya da işlerine gelmiyor. Oysa ki bunların sürgit devam etmesi en başta bölücü, etnik, ırkçı terörü kullanan, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğüne kastetmiş mihrakların işine yarar.
KİT’lerini özelleştirmemiş bizden başka ülke kalmadı dünya yüzünde. Çok değil, on beş yıl öncesine kadar en katı sosyalist olan Rusya bile bugün özelleştirmede bizden hızlı. FAİZci ekonomi, İÇ ve DIŞ BORÇLANMALAR da tam bir talan ekonomisidir. ENFLASYON’un da baş sebebidir.
Faiz, iç ve dış borçlara Hazine’den ödenen faizlerle milyarlarına milyar, trilyonlarına trilyonlar katanlar var. Bunlar yatırımlarına dönüşmeyen paralar. Bir kısmı da yabancı kapitalistlerin, Lions ve Roteryenlerin, Masonların cebine aktarmaktadır.
Üretim yaparak, yatırım yaparak, Türk ekonomisini dışa açarak, ihracat yaparak ve bu ülkeyi severek iş yapanlar müstesna. Onlar her kim ise ancak takdir edilir. Son yıllarda, kara deliklere rağmen, binbir türlü belayı da umursamadan yatırım ve üretim yapan, dünyaya açılan, Türk ekonomisine döviz kazandıran, Tansu ÇİLLER’in deyimiyle ANADOLU KAPLANLARI, KOBİ’lerin genç girişimcileri ise TÜRK EKONOMİSİ’nin kahramanları olarak alkışlanmalıdır.
Onların süper gayretleri asla boşa gitmez Faizcilerin beleşçiliği ise ne kendilerine, ne Ülkeye bir fayda sağlar. En başta faizi önleyeceğiz iddiasıyla işbaşına gelen siyaset adamları da, artık gerçek icraata geçip millete bunun takvimini vermelidir.
Bir de dış belamız var. Biz onu unuturuz ama, o bizi hiç unutmaz. Gözü yine İzmir’de, EGE’de, hatta İstanbul’daymış. Şimdiyse güney Kıbrıs’a bizi vurmak için S-300 FÜZELERİ yerleştirecekmiş. Bu bela bitmez. Defetmenin kesin formülü ONİKİ ADALAR’a çıkmaktır.
Yıllardır yurdumuza musallat edilen terör belasına karşı can ve kan pahasına mücadele eden Türk Güvenlik Kuvvetleri, Polis ve Jandarma, onları takviye eden Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk Devleti’nin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünden bir adım geri atmadan vatanımızı korudular, korumaya aynı inançla devam ediyorlar.
Onlar böyle düşünür en zor koşullarda en uç noktalarda görev yaparken ve sırasında şehid olurlarken, hiç kimsenin duyarsız kalmaya ve sorumsuz davranmaya hakkı olamaz.
Eğer bugüne dek Devlet’in şah damarı kurum ve kuruluşların kararlı azim ve iradeleri, vatandaşların da devletine bağlılık, vatan sevgisi ve sağduyusu zaafa uğramış olsaydı, şimdiye çoktan kurtlar sofrasından parça parça doğranmıştık.
Demek ki ATATÜRK, bu devletin ve Cumhuriyet’in temellerini çok sağlam atmış, yükselen nesiller de emaneti muhafaza etmesini bilmiştir.
Binbir türlü belaya, hiyle ve desiseye karşı daha çetin bir mücadeleye hazır olmak zamanıdır.
23 OCAK – TOKAT GAZETESİ