CENAZE SALASI (1)
SALA, Cuma namazına çağırmak için minarelerde okunun salavata denir. Bayram namazlarından önce de sala verilmektedir. Arapça sala kelimesinin iki ayrı anlamı daha vardır: “Meydan okuma” ve “Çocukların mahalle kavgası”. Salavat ise salat kelimesinin çoğulu olup Hz. Muhammed Peygamber’e okumaları ifade eder. Salat’ın bir başka anlamı da “namaz” demektir.
Hz. Muhammed Peygamber’e salavat getirmek, namazlarda ve sair şekillerde birtakım özel dualarla her zaman olagelen bir haldir. Minarelerden sala verilmesi ise, Peygamber devrinden sonra çıkmış bir adet, yani bid’attir. Bid’at olduğu şundan bellidir ki Hz. Muhammed devrindeki mescidlerin minareleri yoktu.
EZAN, namaz vaktinin girdiğini bildirmek ve Müslümanları çağırmak için yüksekçe bir yerden veya bir tepeden okunurdu. Ne ezan, ne de sala hakkında Kur’an’da bir hüküm yoktur. Ezan okunması sünnet, sala okunması ise caiz görülmüş bir bid’attir.
Bu yazıdaki esas konumuz cenaze salasıdır. Gerek Hz. Muhammed devrinde, gerekse dört halife zamanlarında cenaze salası verildiğine dair hiçbir bilgi yoktur. Bilinen şu ki bir ölüm olayında ölü yakınlarının yüksekçe bir yerlere, mesela evlerin damlarına çıkıp feryad ve figan etmelerini Peygamberimiz menetmiştir. Sonraki İslami devirlerde ve çeşitli Müslüman toplumlarında cenaze salası verildiğine ilişkin kayıtlar bulunmadığı gibi, verilmişse bile hangi zaman hangi ülkede veya o ülkenin hangi yörelerinde adet olmuştur, bilinmiyor.
Cenaze salası, İslam aleminde yaygın bir adet veya bir gelenek olmadığı kesindir. Zaten böyle olamazdı da, çünkü cenaze salası, dini bir gaye taşımayan bir duyurudur. Bir ölüm ilanıdır. Ölen kişinin kim olduğu, ismi, mesleği veya unvanıyla birlikte söylenip yakınlarının isimleri de sayılarak belirtilmekte, bunun ardından cenazenin nereden kaldırılacağı bildirilmektedir. Ancak dikkat çekmek için bu bildirimden önce sala okunmaktadır.
Neticede yapılan şey, ölen kişinin kimliğinin çevreye ilan edilmesinden, duyurulmasından ibarettir. Bu maksatla minarelerin kullanılmasıdır.
Bu konuya yarın devam etmek üzere hoşça kalın…
29 OCAK – TOKAT GAZETESİ