BASIN HÜRRİYETİ HERKESİN HÜRRİYETİDİR

BASIN HÜRRİYETİ HERKESİN HÜRRİYETİDİR

BASIN HÜRRİYETİ HERKESİN HÜRRİYETİDİR

Bir ülkede demokrasinin işlerliğinin, halkın haber alma özgürlüğü ve gerçekleri öğrenme hakkının güvencesi BASIN’dır. İster yazılı, ister elektronik olsun Basın’ın görevini en iyi şekilde yapması da ancak ve ancak Hür Basın’la mümkündür.
Onun içindir ki, gerek Anayasa’mızdaki basınla ilgili bölümün ve gerekse basın Kanunu’nun ilk maddeleri “BASIN HÜRDÜR, SANSÜR EDİLEMEZ” hükümleriyle başlamaktadır. Gayet tabii, sınırsız hürriyet olacağı kuralına göre de basın hürriyetinin nitelikleri, ölçü ve sınırları, Anayasa’da ve kanunlarımızda belirlenmiştir.
Ayrıca bu husus, gazetecilerin kendi aralarında kabul ettikleri “Basın Ahlak Yasası” ve “Basın Meslek İlkeleri” gibi metinlerle de bir otokontrol sistemine bağlanmıştır.
“Basın Özgürlüğü” demek, sadece gazete muhabirleri ve yazarlarına has bir özgürlük, daha geniş bir ifadeyle Medya sahip ve mensuplarına özel bir imtiyaz gibi tanınmış bir hak anlamına gelmez. Demokrasi ile yönetilen bir ülkenin tüm insanlarına has bir haktır. Bir başka ifadeyle, Basın özgürlüğü herkesin özgürlüğüdür.
Hal ve keyfiyet böyleyken, bırakın dikta rejimlerini, demokratik rejimlerde bile basına pek rahat-huzur verilmez. Genelde siyasi iktidarlar, kendi rotalarında bir basın beklentisine girerler. Basına karşı tutumları, muhalefette başka, iktidarda daha başkadır. Bizim ülkede Basın, en çok tartışılan kurumlardan biridir. Bazen sansür edilir, itilip kalkılır, bazen alkışlanır. Gün olur gazetecilere övgüler dizilip ödüller verilir, günler olur dövülür, hapse atılır, hatta öldürülürler.
Yalnız bizde değil, genelde dünyada gazetecilik. Televizyonculuk zor ve riskli meslekler grubuna girmektedir. Özveri isteyen işlerdendir. Bu meslekte gece-gündüz mefhumu pek yoktur. Olayların en civcivli, en tehlikeli anlarında bile gazeteci haber peşindedir, olayları sıcağı sıcağına yaşar.
İşte olayların içinde yaşayan gazeteciler, yazarlar, foto muhabirleri, TV muhabir ve kameramanları beklemedik kaza ve saldırılara her an uğrayabilirler, bunun son örneği, önceki gün, Sincan’daki CHP’nin protesto mitinginde yaşanmıştır. CHP mitingini kırmak isteyen RP’li gruplar olaylara yol açarken, bu olayları izleyen ve gazetecilik görevini yapan İnterSTAR muhabiri Işın Gürel’i, bir militanın vahşice saldırısına uğramıştır. Olayı TV ekranlarından bütün Türkiye dehşetle izledi.
Işın Güreli neden böyle bir saldırıya uğramış olabilir? İşte bu nokta çok düşündürücü. Şunlar akla geliyor: 1- Saldırgan son derece bağnaz bir ortamda yetişmiştir. 2- Bir kadın gazeteciyi şeriata muhalif görüp, infaz memuru gibi hareket etmiştir. 3- Bilhassa RP’nin Medya’ya karşı tavır koyması saldırganı tahrik etmiştir. 4- Birilerinden “Aferin” almak istemiştir. Gazeteciye saldırı, demokrasiye, fikre ve düşünceye saldırı anlamını taşır.
Demokrasiyi savunmak, herkesin menfaatinedir. Demokratik rejimin sigortalarından biri de “BASIN HÜRRİYETİ” dir.
Hoşça kalın…

6 ŞUBAT – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir