YİNE TRAFİK (1)
Tokat trafiği bu gidişle bir lunaparktaki çarpışan arabalar trafiğine benzeyecek. Bir farkla ki lunaparkta trafik yasası geçmediği gibi, arabaların çarpışması oyunun kuralı icabıdır. Ve maksat eğlenmektir.
Gerçek trafik ise işin eğlenceye, şakaya gelir bir yanı yoktur. Trafiğe çıkan bir sürücü, hayatının belki de en sorumlu ve en ciddi işini yapmaya başladığının farkında mıdır acaba? Bu hüküm yaya için de geçerlidir. Yaya kendisini trafiğin bir parçası olarak görmüyor. Bunda da bir bakıma mazurdur. Zira şehrin bir-iki noktası dışında yayalara trafik sorumluluğunu hatırlatacak bir düzenek yoktur. Trafik polisi varsa ne ala!
Tokat şehri, trafik açısından Türkiye genelinde tipik bir özellik gösterir.
Şöyle ki, şehir içi ve mücaviri itibariyle cadde ve sokakların toplam uzunluk ve yüzölçümleri, nüfus ve araba sayısına oranlama yapıldığında, çıkacak katsayı belki de Türkiye’de ilk beşe girer. Çevre yolu bulunmayan şehir, üstelik bir de ağır vasıtaların transit geçişlerine yol vermektedir. Çevre Yolu’na start verilmiştir, amma geçen yılki hızla gidilirse 7 km’lik yol, 7 yılda zor biter.
Bir bulvarda, yolun her iki yanı park etmiş araçlarca işgal ediliyor ve bu kuraldışılık bir türlü önlenemiyorsa daha bu trafikten ne beklenir? Kazaların artması beklenebilir ki o da oluyor zaten.
Tokat-Turhal yolu üzerinde, Organize Sanayi Bölgesi ve Bedestenlioğlu Evleri sapağındaki ölü nokta, acilen bir yonca yaprağı kavşak düzenlemesini gerektiriyor ama bu hususta hala “tık” yok. O noktada birçok ölümcül kazalar oldu, gereği için yazıldı-çizildiydi. Demek ki verilen kurban, yetkilileri harekete geçirecek sayıya henüz ulaşmadı.
Aynı güzergahta, Taşlıçiftlik mevkiinde, Üniversite kampüsüne rahat geçişi sağlayacak viadük projesinin de hayata geçeceğine dair bir işaret yok. Bunda da kurban sayısının artması bekleniyorsa o başka!. Yarın devam ederiz.
Hoşça kalın…
13 ŞUBAT – TOKAT GAZETESİ