DEMOKRASİ VE MACERAMIZ (3)
Velhasıl demokrasinin taşlı dikenli yollarında düşe kalka nihayet bugünlere geldik. Acaba bugüne dek kazandığımız deneyim ve tecrübeler yeterli midir? Taşlar yerli yerine oturmuş mudur? Sosyo-ekonomik ve sosyo-politik dengelerle kültürel olgunlaşma, sürecimiz, demokrasinin kökleşmesini sağlayabilecek midir? Sosyal dilimler arasında aşırı gelir ve hayat standardı farklılaşmasının demokrasinin işleyişine etkisi nedir? Enflasyon faiz- zam kıskacında bunalan geniş halk yığınlarına, işsizlere, güçsüzlere DEMOKRASİ ne ifade etmektedir?
Bütün bunları da enine boyuna düşünmekte, irdelemekte fayda vardır. Evrensel kuralları olan çağdaş demokrasi, zaman zaman bize lüks mü kaçıyor? Acaba biz, tek tek bireyler olarak ve bütünüyle toplum olarak, halk olarak, toplumdaki çeşitli katmanlar olarak ne kadar demokratız?
Milli birlik ve bütünlük esprisini korumak kaydıyla, bireyler olarak, toplum katmanları olarak birbirimize ne derece saygılıyız? Farklı düşüncelere ne fikirlere ne ölçüde hoşgörülüyüz? Aramızdaki inanç veya mezhep olarak farklı görüş ve kimliklere ne kadar tahammül edebiliyoruz? Siyasi kimlik ve görüş ayrılıklarını nasıl algılamaktayız?
Demokratik toplumların bir zenginliği olarak kabul edilen çok seslilik, toplumsal dinamikleri oluşturan çeşitlik bizi rahatsız ediyorsa; herkesin kendimize benzemesini istiyorsak; kendi kendimizi veya siyasi kimliğimizi tek model, ideal model zannediyorsak… Biz ne kadar demokratız?
Ne kadar demokrat olduğumuz, basın hürriyetine, daha kapsamlı bir ifadeyle, iletişim özgürlüğüne verdiğimiz önemle doğru orantılıdır. Bir ülkedeki iletişim özgürlüğünün kullanımı ve bu özgürlüğe gösterilen saygı öylesine belirleyicidir ki, adeta demokrasinin mi henk taşıdır. Çünkü iletişim özgürlüğü olmazsa veya kısıtlı ise, diğer özgürlüklerin kullanımı da tehlikeye girecektir. Tehlikeye düşen özgürlükleri savunmak ise ancak iletişim özgürlüğü ile mümkün olabilir. Bundan şu çıkar ki iletişim özgürlüğü, sadece gazetecilerin sadece medyanın değil, herkesin özgürlüğüdür.
Demokrasi maceramız bugün de bitmedi. Yarın devam…
Hoşça kalın…
8 MART – TOKAT GAZETESİ