TÜKETİCİ HAKLARI (1)

TÜKETİCİ HAKLARI (1)

TÜKETİCİ HAKLARI (1)

Tüketici hakları, piyasa ekonomisinin bir gereği olarak son yıllarda öğrendiğimiz bir kavramdır. Bu kavram da bize daha birçok kavram gibi Batı’dan gelmiştir. Batının zengin ve müreffeh toplumları, serbest piyasa ekonomisini başıboş piyasa ekonomisini kabul etmeyip birtakım kurallar koymuştur. Oradaki ekonomik istikrar içinde kuralların işlenmesi de kolay olmaktadır.
Ekonomik faaliyetler, ülkeden ülkeye farklı boyutlar gösterir. Batı, sanayi devrimini gerçekleştirdiği, sömürgeci siyaset güttüğü, dev şirketler kurduğu 19. yüzyıl sonlarında Osmanlı Toplumu kapalı tarım ekonomisini yaşıyordu. Batı arayı açmış, belki 100 yıllık bir fark açmıştı. Bugün bu farkı ancak olsa olsa 50-60 farka indirmiş olabiliriz. Tüketici hakları konusunda maalesef 50-60 yıl gerideyiz.
“Tüketici hakları’’ kavramını kısaca tanımlarsak; mal ve hizmet arzında KALİTE UCUZLUK-GÜVENİLİRLİK demektir. Tüketici hakları, piyasa ekonomisinin vazgeçilmez bir unsurudur ama biz işin ne kadar farkındayız, işte o belli değil. Yani mesela; tüketici haklarına ilişkin davalara İlçelerde Vali ve Kaymakam başkanlığında Hakem Heyetleri kurulduğunu, Ticaret ve Sanayi Odalarında Tüketici Masaları bulunduğunu kaçta kaçımız bilmektedir?
Tüketici hakları da tıpkı demokratik haklara benzer. Bireylerin ve toplumun ilgi ve tepkisi oranında gerçekleşebilir. Tepeden inme verilen haklar, garanti taşımaz. Verilen hak bir lütuf kabul edilirse kıl üstündedir. Verildiği gibi geri alınabilir de. Burada, sivil toplum kuruluşları da devreye girmelidir. Tüketici Haklarını Koruma Dernekleri veya Vakıfları şeklinde sivil toplum örgütleri oluşturan bireyler, haklarını aramada en azından daha güçlü konumda olacaktır.
Bugün büyük kentlerimizde tüketici haklarını koruma gayesiyle kurulmuş dernekler vardır. Bu tür derneklerin daha etkin ve yaygın konuma gelmesi beklenir. Peki bütün bunlar yeterli midir? Bizce yetmez. Şundan dolayı ki bizde ENFLASYON var. Sürekli enflasyona yakalanmış bir ekonomide ne ‘’ŞOK İNDİRİM‘’ ne de ‘’BÜYÜK UCUZLUK’’ kampanyaları biter. Eskiden yalnızca ‘’Mevsim sonu indirimi’‘ diye, üstelik ilgili kurumlarından izin alınarak, 15 gün süreyle indirimli satışlar, bugün neredeyse senenin 365 gününe yayılmıştır.
Şok indirimler, büyük ucuzluklar olağandışı olmak özelliğini yitirip olağan hale gelmiştir. Yani iş, bir bakıma çığırından çıkmıştır. Bunun rayına oturması için öncellikle enflasyonun önlenmesi lazım. ‘’Canavar’’ tabir edilen enflasyon karşısında tüketici ne yapsın. Esnaf ne yapsın? Canavar karşısında herkes başının çaresine bakmanın telaşıyla yuvarlanıp gidiyor. Fatura-fiş işi de bundan dolayı yerleşmiyor. Bazı reklamların aldatıcılığı da yine bundan kaynaklanıyor. “Tüketici hakları’’ da tıpkı ‘’demokratik haklar’’ gibi bizler için henüz lüks sayılsa bile, o hakların bugünden yarına hepimize lazım olduğunu da hatırda tutmalıyız.
Yarın devam etmek üzere hoşça kalın…

15 MART – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir