KISSADAN HİSSELER
KOMŞUNUN KAZLARI
İki komşudan birinin tavukları, öbürün de kazları varmış kümes dolusu. Varmış da tavukları olanın gözü komşu kümesteymiş. Komşunun kazlarına bakar bakar imrenirmiş.
Ve düşünürmüş, “Ne yapmalı?” “Şu kazlardan birkaçını nasıl edip de kapmalı?” Ve bulmuş. Bir sabah kümesten bir tavuk almış, varmış kapısına komşunun demiş, “Sürüyle kazın var ama” “Bir tavuğun yok komşum” “Göz hakkı bu, al şu tavuğu komşum” “Sağlıcakla kal komşum…”
Ertesi gün bir tavuk daha, sonra bir daha… Derken bir dostu görmüş de demiş: “Bu ne iştir dostum? Her gün bir tavuk götürürsün, kümesi bitirmek mi kastın? Adam gülümsemiş ve demiş: “Sen beni aptal mı sandın? Görmüyor musun komşunun kazlarını? Her biri on tavuk eder.” “Ama bugün, ama yarın çıkarır verir oda karşılığında bir kaz…”
KISSADAN HİSSE:
Tavuklarını komşusuna kaptırıp, ondan kaz uman adamın durumu biraz bizim vatandaşın durumuna benziyor. Birilerine emeğini, parasını, pulunu, hatta ümitlerini sürekli kaptırıyor. Bir gün umduğuma kavuşurum diyerek… “Elbet sonunda benim de kazlarım olur” sanıp umut tacirlerinin peşinden koşarak… Ve üstelik neticede “kaz” yerine konulduğunu unutarak….
Hoşça kalın…
10 MAYIS – TOKAT GAZETESİ