By KALABALIK NÜFUS VE ASIL GÜÇ
EROZYON, Ülkemiz için çok ciddi bir sorundur. Bu büyük sorunun kökeninde aşırı artan nüfusun kışkırttığı rantiye hırsı yatmaktadır. Tarım alanları hızla yerleşime açılmakta, arsa ve konut spektülasyonu ile orman kıyımı ve yeşil alanların işgali sürmektedir.
Ülkelerin en büyük zenginlik kaynakları ölçüsüz nüfusları değildir. Yüzmilyonlarca nüfuslu Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Nijerya, Arap ülkeleri ve İran örnekleri ortadadır. 3,5 milyon nüfuslu İsral’in, 10 milyon nüfuslu Belçika’nın, 5-10 milyon nüfuslu Finlandiya ağırlıkları da ortadadır. Birinci girip ülkeler ne kadar güçsüz ise, bunların toplamından nüfus itibariyle belki onda birince nüfusa sahip ikinci grup ülkeler o denli güçlüdür.
Bu ikilemeden çıkan kesin sonuç şudur; sayıca kalabalık bir nüfus, gerçek gücü temsil etmiyor, daha doğrusu edemiyor. Asıl güç; nitelikli, eğitimli, sağlıklı, iş ve meslek sahibi bireylerden oluşan, üretken, çalışkan, bilim ve teknolojide durmaksızın ilerleyen insan gücüdür.
Bir yandan erozyonla verimli topraklarını kaybeden, öte yandan bir kısım bağ ve bahçelerini ve yer yer ovalarını dahi konut ve çeşitli tesis inşaatına kaptıran TÜRKİYE’miz, ne yazık ki son 10 yıldır, kendine yetecek tarımsal üretim yapan 7 ülkeden biri değildir. Bu gün ülkemiz, buğday dahil birçok tarım ürününü ve gıda maddelerini satın almak zorunda kalmaktadır.
Genelde İslam toplumları coğrafyasına baktığımızda belki en iyi durumda yine de biziz. Bangladeş’te fert başına düşen milli gelir 300 dolar, Pakistan’da bilemediniz 1000 dolar dalayındadır. Bizim gelir ise 2000 dolar kadardır.
Dolayısıyla “Türkiye 100 milyonu, hatta 150 Milyon nüfusu besler” türünden varsayımlar geçersizdir. Çünkü halihazır var olan nüfusumuzu dahi doğru-dürüst besleyemiyoruz. (0-6) yaş grubu çocuklarımızın %10-20’si beslenme ve gelişme bozukluğu içindedir. Bir defa, önce mevcut 65 milyon insanımızı besleyelim; ondan sonra 100-150 milyonu beslemekten dem vuralım. Kaldı ki 65, haydi haydi 70-80 milyon nüfus bize yeterde artar bile. Yeter ki nitelikli ve donanımlı insan gücümüze, o gücün bir bireyi sıfatıyla ulaşmayı becerebilelim.
Hoşça kalın…
15 MAYIS – TOKAT GAZETESİ
