ÖNCE BİR YÜRÜYÜŞÜNÜ GÖRELİM…
Vatandaşın biri durmuş, başka birinden yol soruyor;
“- Filan yere kaç saatte gidilir?”
Sorduğu kişiden ses yok.
Herhalde duymadı zannıyla tekrar sormuş; karşıdaki kişide yine çıt yok. Bir daha sormuş, yine cevap çıkmayınca basıp yürümüş.
100 metre kadar yürüyünce arkasından bir ses duymuş:
“- İki saatte varırsın!”
Bakmış o adam. Dönüp gelmiş yanına, biraz sitemkâr demiş ki;
“- Bunu demin niye söylemedin?”
Adam cevap vermiş:
“- Ee, yürüyüşünü görmek istedim.”
Bize de soranlar var:
“- Yeni Hükümet nasıl?”
Veya;
“- Bu Hükümet iş yapar mı?”
Bu gibi sorulara en azından, CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin misali “Yeni Hükümet, bu programla daha güvenoyu almadan sınıfta kaldı” kabilinden mantıksız veya insafsız bir söz söylememek için deriz ki;
“- Kardeşim, şu hükümet biraz yürüsün, mesela 100 metre, yani 100 gün geçirsin, bir görelim yürüyüşünü; ondan sonra az-çok bir hükme varırız.”
Böylesi bir yaklaşım, bütün hükümetler ve bütün insanlar için geçerli olabilir olmalıdır. Neden? Dayanıksız peşin hüküm yanıltıcıdır. Zan üzerine hüküm verilemez. Ve insafı elden bırakmamak lazım. Hani bir söz vardır. “İnsaf, dinin yarısıdır.” diye.
Hoşça kalın…
16 TEMMUZ – TOKAT GAZETESİ