By KISSADAN HİSSELER
Benim Canım Sıkılır
Limandaki gemi, 3 yeni tayfa alıp kalkacak. Müracaat edenler ön elemeden geçmiş, geriye 3 kişi kalmış. Bunlarla son bir defa da geminin kaptanı mülakat yapmış. Üçüne de aynı şeyi sormuş;
“-En beğendiğiniz özelliğiniz nedir?”
Birinci kişi: “-Ben çok iyi görürüm.” demiş.
Kaptan, “Tamam, işe alındın” deyip, görev yerine göndermiş.
İkinci kişi: “-Ben çok iyi duyarım.” demiş.
Kaptan, ona da “İşe alındın” deyip, görev yerini söylemiş.
Üçüncü kişi; “-Benim canım sıkılır.” demiş.
Kaptan: “-Hayret, neye sıkılır?”
3.Kişi: “-belli olmaz, önceden bilemem. “ demiş.
Kaptan: “-Adam adamdır, seni de aldık işe. Şimdilik, şöyle Kaptan Köşküne geç, etrafı gözetle ve dinle” demiş.
Gemi limandan kalkıp denize açılmış. Gemi epeyce yol almış. Koca denizin ortasında yelkenler fora giderken;
Birinci kişi, kaptan köşküne gelip gördüklerini sayıp dökmüş, bire beş katarak.
İkinci kişi de gelip duyduklarını söylemiş, bire beş katarak.
Kaptan ikisini de dinledikten sonra, 3. kişinin yüzüne bakmış, bakalım ne diyecek diye.
Üçüncü kişi konuşmuş;
“-İşte benim bunlara canım sıkılır!”
KISSADAN HİSSE:
Şu son günlerde, “8 yıllık kesintisiz zorunlu temel eğitim” kanun tasarısı dolayısıyla, tez ve anti-tez taraflarında yer alanların söylem ve eylemlerine bakıyoruz da, neticede, Kıssa’daki 3. kişi gibi “Canımız sıkılıyor…”
Çünkü ne görüyoruz?
Bir tarafta; olgunlaşmamış, pek açık ve net olmayan, altyapı hazırlanmamış, birazcık da dayatmacı söylem.
Karşı tarafta ise; tahrik ve ifrat, kin ve nefret, ne yazık yine din istismarına dayalı siyasi eylem.
Gelin de bu durum karşısında canınız sıkılmasın!..
Allah aşkına biz, “eğitim reformu”mu yapacağız, yapıyoruz, yoksa siyasi polemik ve din kavgası mı?
Bu mesele giderek yozlaşıyor ve çığırından çıkıyor.
Ve giderek toplumsal barış bozulmak isteniyor.
Ve işte bizim de bunlara canımız sıkılıyor.
Hoşça kalın….
6 AĞUSTOS – TOKAT GAZETESİ
