NASIL OLMALIYDI?

NASIL OLMALIYDI?

NASIL OLMALIYDI?

“Küreselleşmenin getirdiği acımasız rekabet ortamı, eğitimin en son bilgi ve hünerlerle donatılması gerektiriyor.”
Yukarıdaki söz, Avrupa Birliği Ülkeleri eğitim konferansında varılan sonuçlardan bir tanesidir. Belli ki ittifakla onaylanmış. Çünkü onlar, çağımızın bir ihtisas ve bilgi çağı olduğunu çoktan keşfetmişler. Böyle bir eğitimi vermeyen ülkelerin, eğitim ve bilimde gelişmiş ülkelerin teknolojik kolonisi olmaya aday olacaklarını da çoktan biliyorlardı.
Bütün bunları bilip uyguladıkları içindir ki, gelişmiş ülkeler sorunlarını nasıl hallediyor.
“Bilimsel metod” ve “Akılcı yaklaşım ”la…
Eğitim ve öğretimde makul ve geçerli bir yapılanma nasıl olacak? Bu meseleyi şimdiyedek doğru-dürüst bir çözüm bulamamışız. Onlar, belki ikiyüz yıldır sistemi oturtmuşlar. Sistemi oturttuktan sonra, gelişmemiş ülkeler gibi “yap-boz” lar yaşanmıyor.
Son günlerin gündeminde ilk sıraya oturan “sekiz yıllık kesintisiz zorunlu temel eğitim” meselemizi tartışırken öncelikler ne olmalıydı? “Bilim ve eğitim” değil mi? Peki böyle mi oldu? Yoo, ne gezer… Demagojik rekabet ve iktidar- muhalefet ikilemine dayalı siyaset öne çıktı. Hem siyaset önce çıktı, hem de buna paralel şekilde “din” merkezli gösteriler…
Bu meselede beklerdik ki, toplumun ve siyasi çevrelerin derdi şunlar olsun;
– Kuru bilgi yığınları ve işe yaramayan çeşitli bilgilerle kafalar doldurulmasın.
– Eğitim sistemi, öğrencilerin düşünme ve muhakeme yeteneklerini köreltmesin.
– Çocuklarımıza bir ideal aşılayan, milli kültür ve manevi değerlerden kuvvet alan bir eğitim verilirken; aynı zamanda bilimsel zihniyet aşılansın.
– Eğitim sistemi, öğrencilere analiz ve sentez kabiliyetleri kazandırsın.
İşte bu ve bunlar gibi talepler, siyasi kurumsal ve toplumsal boyutta, çoğulcu bir yaklaşımla yankılanmalıydı.
Hoşça kalın…

8 AĞUSTOS – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir