BUYURUN CEPHEYE! (1)
“TÜRKİYE’de gelir dağılımının düzeltilmesi, adaletin sağlanması, fırsat eşitliği ve demokratikleşme gibi konularda büyük atılımlar yapmak gerekiyor.”
Vazgeçtik büyük atılımlardan; yıllar yılıdır küçük atılımlara bile razı olduksa da umduğumuzu bulamadık. Küçük atılımları hep küçümsedik. Hep büyük vole peşinde konuşunca, emeğin değerini unuttuk. Şaşaalı vaadlere kapıldık. Neticede ne oldu? Vaadler ve hayallerin çoğu boş çıktığı gibi, sorunlarımızın birçoğu da büyüdükçe büyüdü. Şimdiyse dev sorunlarla boğuşmak zorunda kaldık.
Bugün yurdumuzda gitgide yayılan, Sivas, Tokat, Ordu ve Giresun’da bile mekân tutan terör, yıllar önce üniversitelerimizde küçük çapta boykotlarla başlayıp, kısa bir süre sonra işgal eylemlerine dönüştü. Ve giderek etki-tepki şeklinde grup çatışmaları ve sol-sağ kavgaları, kamplaşma, cepheleşme derken, askeri sıkıyönetimler döneminden geçip 12 EYLÜL 1980 ihtilalinde bulduk kendimizi. 1983’de Askerler, yönetimi sivillere devretti. 1984’de Güneydoğu’nun iki kasabasına yaptığı silahlı, bombalı baskınlarla hortlayan terör, ülkede şok etkisi yaptıysa da, umursamadık. Güneydoğu illerimizde daha birçok ve seri halde terör eylemleri oldu, çok canlar yaktı. Biz ne yaptık, olayları ve eylemleri küçümsedik, üç-buçuk çapulcunun işi dedik. Terör ne yaptı, üç-buçuk çapulcu olmadığını ispat edercesine tırmandıkça tırmandı. Bugün durum ortada.
Enflasyon da terör gibi ufaktan ufaktan başladı, yavaş yavaş serpildi, semirdi, sömürdü; ama biz aldırmadık, tınlamadık, hatta kalkınmak için bu enflasyon bize lazım, dedik. Seçim meydanlarında siyasiler enflasyonu düşürme sözleri veriyordu; hükümet olunca da eski tas, eski hamam sürüyordu. Neticede o küçümsenen enflasyon ne oldu, canavar haline geldi. Bugün zaptetmek ne mümkün? Ancak bu canavar, ülkede birilerine müthiş yarıyor. Yıllar yılı geniş halk yığınlarını ezer ve yutarken, bir kısım insanları da, siyasileri de, onların yakın çevrelerini de abad etti. Bildiğiniz gibi enflasyon canavarı halen, icraatına aynen de devam etmektedir.
Yarın devam etmek üzere hoşça kalın…
12 AĞUSTOS – TOKAT GAZETESİ