DİNLEME, AKLETME VE TEFEKKÜR
“Allah, aklını kullanmayanları pislik içinde bırakır.”
Ve Kur’an-ı Kerim’de birçok ayet vardır ki, sonları şöyle biter: “Akletmez misiniz?”, “Düşünmez misiniz?” Birçok ayet de “Dinleyin!” diye başlıyor. Ne kadar doğru… Çünkü dinlemek, düşünmenin başlangıcıdır. Çünkü okumak da bir çeşit dinlemektir.
“Tevazu ile dinle, sonra samimiyetle cevap ver!”
Dinleme, akletme ve tefekkürün anahtarıdır.
Ve ayetlerde bu kavramların dizilişi de çoğu kez aynı sırayı takip eder.
“Dinleyen ve akleden bir toplum olsaydık, cehennem ehlinden olmazdık.” Bu da başka bir ayet.
Şimdi sonuca geliyoruz. Dinlemeyen, akletmeyen ve düşünmeyen insanların yapacakları bir şey kalıyor: zanlarına, aldanışlarına mahkûm olmak ve sadece atıp tutmak. Bu tür insanlar, en çok hangi coğrafyada yaşıyor?
“Hayat da bir ayettir. Ama biz okuyamıyoruz, anlayamıyoruz.”
Bu sözden ne çıkıyor? Okuyamadığımız, anlayamadığımız hayat da bizden adete kaçıyor. İşte bizim halimiz bu… Hatta birçoğumuz hayata adım bile atmıyoruz. Neden? Kibrimiz ve tembelliğimizden…
“Abdülkadir Geylani’ye “bir mucize göster” demişler. Geylani Hz. de kalkıp 2 adım yürümüş ve oturmuş, “İşte size mucize!” demiş.
Abdülkadir Geylani, bu hareketiyle mucize ve keramet meraklılarına bir ders vermiş. Verdiği ders şu: hayata bakın, gördüğünüz herşeyde bir ayet, bir keramet ve mucize var. Tembelliği bırakın, çalışın, araştırın!.
“İnsan, bilmediğinin düşmanıdır.” Bir hadis-i şerif olan bu sözü çoğumuz biliriz. Bundan şu çıkar: Bilginin az olduğu, cehaletin hüküm sürdüğü yerlerde düşmanlık da o nisbette çok oluyor.
Bu düşmanlık, yalnız insanlar, insan grupları ve ülkeler arasında değil; hayata, doğaya tabiata ve cümle varlıkları karşı da zuhur ediyor. Düşmanlığın da baş sebebi: Bilgisizlik, açgözlülük, kibir ve enaniyet!.
Hoşça kalın…
17 EYLÜL – TOKAT GAZETESİ