By YENİ AKADEMİK YIL BAŞLARKEN (6)
Vali’den sonra kürsüye gelen Milletvekili ve Devlet Bakanı Metin Gürdere, konuşmasının başında “bir eksik kalan husus” tan söz etti ve bütün bu törenlerin bir anlamı var diyerek öncellikle gençlere hitap etmeyi tercih etti. Kendisinden evvel yapılan konuşmalarda eksik kaldığını kastettiği şey, geçmişe gönderme yaparak bugünleri anlamak olmalıydı ki özetle şunları söyledi:
“Sizler bizim için önemlisiniz. Gençken pek fark etmiyoruz; nesil olarak bizler farklıydık. Batı’nın üstünlüğü karşısında ezgindik. Sinemalarda Amerikan filmlerine hayranlık; kalite denince de Avrupa malı akla gelirdi. Batı kafası, bizim için –Bu sular akar, Türk bakar diye düşünürdü. Bizde de “Biz adam olmayız” takıntısı vardı. Ne zaman ki Türk işçileri Avrupa’ya gitti, oradaki teknolojiye ayak uydurdu; bu demektir ki, biz yeteneksiz değildik.”
“Ancak, ne var ki, meseleye ideolojik yaklaştık. Doyasıya kavga ettik, siyaset yapalım derken. Sonra aramızdan bir insan çıktı. Ustamız Turgut Özal… “Kalkınma, Hükümet veya Devletin işi değildir, milletin işidir. Bir ülkeyi, o ülkenin insanları kalkındırır. Hükümetlerin, devletin görevi milletin önündeki engelleri ortadan kaldırmaktır.” diyordu. Turgut Özal, harp sonrası Alman mucizesinin mucidi diye anılan, sihirbaz iktisatçı Ludwig Erhard örneğinden yola çıkmıştı. Bu örneğin esası şu idi: “En kaliteli malları vitrinlere koyacağım. İnsanlar, onlara sahip olmak için çok çalışacaklar. Ve bu ülke bu sayede kalkınacaktır.”
“Nitekim de böyle oldu. Bugün, dünyanın her yerinde kendinden emin Türk işadamları dolaşıyor. Yüzlerce ülkeye binlerce çeşit mal satıyorlar. Malatya’da Mahmut Ağa ile tanıştım. Bu iş adamı geçen yıl 40 milyon dolarlık iplik satmış. Bu yılki hedefi 100 milyon dolarlık ihracat. Malatyalı Mahmut Ağa, iplik sektöründe Dünya dördüncüsü. “Ülkem için hedefim birinci olmak!” diyor.
“1996 yılında Avrupa kalite ödülü birinciliğini bir Türk firmasının almasından sonra, iki Türk firması daha bu yıl kalite ödülü aldı. Kalite ödüllerini aldık ama, bunu bizim yanımıza koymazlar diye de acı acı düşündüm. Çünkü Ortadoğu’dan yeni bir Japonya çıkmasını, ne Amerika, ne de Avrupa istemez. Nitekim, kalite ödülünü aldıktan üç gün sonra Yunan siyaseti ağzını değiştirdi. Yunan Dış İşleri Bakanı, kimden cesaret alıyor? Yunan ve daha başkaları Türkiye’nin tekerine taş koysa da, Türk Milleti 21. yy’da ayağa kalkacak ve engelleri aşacak. Şimdi iş sizlere kalıyor. Sizler 21. yüzyılı Türk asrı yapacaksınız.”
Devlet Bakanı Metin Gürdere, konuşmasının sonuna doğru, hayat üzerine felsefe yapmayı da ihmal etmedi, “yaşamak zor sanattır” dedi. Ve konuşmasını, “bu görevler bir nöbettir; önemli olan nesillerin ve makam sahiplerinin ülkeye neler bıraktığıdır. Yaşadığımız devrin acılı, sancılı, kompleksli kısmını bizler aştık. Büyük iddialar için, 21. yüzyılın Türk asrı olması için tek şartımız kavga etmemek. Demokrasi tolerans, hoşgörü ve anlayış rejimidir. Farklı inanç, giyim tarzı ve etnik kökenlere saygı gösterelim” sözleriyle noktaladı.
Devam edecek. Hoşça kalın…
7 EKİM – TOKAT GAZETESİ
