O ÇOCUKLAR DA BİZİM…

O ÇOCUKLAR DA BİZİM…

O ÇOCUKLAR DA BİZİM…

“Doğu, eğitime hasret. Doğu ve Güneydoğu’da terör tehlikesi büyük ölçüde geçtiği halde, birçok il ve ilçemizdeki okulların kapısında hala kilit asılı.”
Bu haber, aslında bir “kırmızı alarm” veriyor. Ve daha acısı, bunun, yıllardır süregelen bir alarm olmasına rağmen, tedbir ve çarede aciz kalınmasıdır. Alarm zilleri yalnızca kapısında kilit asılı okullar için çalmıyor. Daha başka gerçekler için de çalıyor.
Nelerdir bu diğer gerçekler, sayalım;
– İlkokul, mecburi eğitim olduğu halde, bir kısım çocuk hiç okula gidemiyor. Okuyabilenlerin de çoğu 2. veya 3. sınıftan sonra okula devam etmiyor.
– Bölgede mesleki ve teknik eğitime ağırlık verilemiyor. Klasik liselerden mezun olan gençlerin birçoğu da Üniversitelere gidemiyor ve işsiz olarak ortada kalıveriyorlar.
– Öğretmen yokluğu ve yetersizliğinden, açık olan hiçbir okulda “normal” eğitim yapılamıyor. Öğretmenin Doğu ve Güneydoğu’ya gitmesini teşvik edici tedbirler alınmadığı için, okullarda öğretmen yokluğu ve yetersizliği de aynen devam ediyor.
– Sorunlardan biri de “birleşmiş sınıflar” dır. İlkokulların çoğunda üç-beş sınıfı tek bir öğretmen okutuyor. Bu durumda öğrencilerin eğitimi, okuma-yazma öğrenmekten ileri gitmiyor. Okuma yazmayı öğrenen çocukların birçoğu da aileleri tarafından okuldan alınıyor. Buna karşı uygulanan hiçbir yaptırım (müeyyide) yok.
– Doğu ve Güneydoğu’da “okul öncesi eğitim” hiç yok. Ana Okulu ve İlkokul çağındaki çocuklar, zamanlarını okul yerine tozlu ve çamurlu sokaklarda geçiriyorlar.
Ülkemizin eğitim ve öğretim sorunları, doğusu ve batısı, kuzeyi ve güneyi ile, bir bütün teşkil etmekle beraber, yukarıya aldığımız notlar, daha çok Doğu’nun gerçekleridir.
Ülkemiz 8 yıllık zorunlu temel eğitim sistemine geçti geçmesine. Ve iyi ki de geçti. Ancak, bu yeni sisteme “geçtik” demekle iş bitmiyor. Dediğimiz gibi, ülke bütünlüğü söz konusudur. Şu anda Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da binlerce okul kapalı, on binlerce çocuk sokaklarda. Bir gazetede gördüğümüz fotoğrafta 8-10 yaşlarında bir grup çocuk, yalınayak-başıkabak, önlüksüz, deftersiz, kitapsız durumda, sadece ellerindeki kalemleri göstererek okuma isteklerini ifade etmişler. Okullar kapalı, öğretmenleri yokmuş. Üst- baş perişan. Yine de o çocuklara has, tükenmeyen bir ümit ve neşe ile objektife poz vermişler.
Bu çocuklar da Ülkemizin çocukları, bizim çocuklarımız. Devlet, her tarafa yeterince yetişemiyor. Holdingler nerede? Hayırsever zenginler, hamiyetperver vatandaşlarımız neredeler?
Hoşça kalın..

16 EKİM – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir