SÖYLEŞİLER (2)
– İyiliği ilkin kalbinde bulmalısın, dediniz. Bir işe iyi niyetle başlayıp da sonuç aksi giderse nasıl olacak?
– Hz. Muhammed “yapılan işler niyetlere göredir” demiştir. Sonuç aksi gitse bile insanı vicdan azabından kurtarır.
– Her insan, ahlaki güzelliklere sahip olma yetisine sahip olabilir mi?
– Elbette. Aklını ve iradesini iyi kullanan her insan bunu başarabilir. Akıl, insanın düşünme, muhakeme etme ve bilgi kazanma yeteneğidir. Aklı sayesinde insan geçmişten ders alır, geleceğe yön verir. Hayatı değerlendirir ve bir düzene koyar. “Aklı olmayanın dini de olmaz” Hz. Muhammed, çevresine hep aklın kullanılmasını ve sorunlara ictihadla çözüm bulmasını tavsiye etmiştir.
– Anladığım kadarıyla Hocam, İslamiyet bilime önem verdiği ve ictihad yolunu açık tuttuğu içindir ki, Hz. Muhammed’i takip eden devirde büyük bir medeniyet doğdu.
– Evet, aynen öyledir. İslamiyet bilime son derece önem veren bir dindir. “Kur’an” da “Bilenlerle bilmeyenler hiç eşit olurlar mı” ayeti vardır. Ayrıca “İlim, kadın ve erkeklere farzdır” vb. hadisler vardır. Bu teşvikle ilim yapmanın faziletine inanan Müslümanlar ilim ve medeniyet yarışına girdiler. İslam medeniyeti 9 yy. başlarında patlama noktasına geldi. Matematik, fizik, kimya, tıp, ecza, astronomi ve felsefede büyük gelişmeler oldu. Böylece yükselen, İslam medeniyeti 11.yüzyıldan sonra Avrupa’yı etkilemeğe başladı. 12. yy’da İslam bilginlerinin birçok eserinin Latinceye çevrildiğini görmekteyiz.
– Ortadoğu’daki bilim hareketi hep böyle sürmedi, değil mi Hocam?
– Maalesef sürmedi. Zamanla taassuptan doğan kalıpçı dini yorumlar çoğaldı. Alim geçinen, bağnaz, dar görüşlü din adamları türedi. Maddi bilimlerle uğraşanlar hor görüldü, hatta dinsizlikle suçlandılar. Bu haller zaman zaman siyasi otoritenin de işine geliyordu. Oysa ki Abbasi Halifesi Me’mun 9. yüzyılda, eski Yunancadan Süryancadan ve Pehlevi dilinden Arapça birçok eserin çevirilerini yaptırdı. Halife Me’mun, İslam’ın akılcı yorumlarını tercih ederek bilime ve sanata önem verdi. Beytü’l Hikme denen bilimevini kurdu. Bilimde ve teknikte ilerlemeyi teşvik etti. Ondan sonra gelenler de bir süre bilimci hareketi desteklediler.
– Şimdi daha iyi anlıyorum. Daha sonraları neler oldu Hocam?
– Daha sonraları Ortadoğu’daki bu bilim hareketi canlılığını yitirdi. İslam’ın özündeki bilim anlayışına bazı hurafeler gölge düşürmeye başladı.
– Peki Hocam, o devirde Batı’da neler oluyordu?
– Onu da yarın konuşalım istersen. Ne dersin?
– Hayhay derim Hocam.
Hoşça kalın…
22 EKİM – TOKAT GAZETESİ