KISSADAN HİSSELER
Dört Molla
Dört molla bir mescidde namaza durmuşlar, her biri niyet edip tekbir alarak, rüku ve sücuda koyulmuştu.
Bu sırada müezzin içeriye girdi. Mollaların birisinin ağzından bir söz çıktı: ‘Müezzin, ezanı okudun mu, yoksa vakit var mı?’
İkinci molla, namaz içinde olduğu halde, ‘Sus yahu, konuştun, namazın bozuldu’ dedi.
Üçüncü molla ikincisine dedi ki: ‘Onu ne kınıyorsun, sen kendi namazına bak!’
Dördüncü molla ise ‘Hamdolsun siz üçünüz gibi kuyuya düşmedim” diye aklından geçirdi.
Velhasıl dördünün de namazı bozuldu. Ama dördü de kendinden emindi.
Kıssadan Hisse
Dört molla namaza, kendilerinden gayet emin bir halle devam ettiler. Oysa ki yeni baştan niyet edip tekbir alarak namaza başlamaları gerekirdi. Hazırlıkları buna mani oldu. Kıssadaki dört molanın durumu, bugünkü bazı siyasi kahramanların tavırlarına benziyor. Kendilerine yüksek bir makamdan Bugüne dek çok yanlış yaptınız, şimdi adaletin yargısına uyacaksınız!” kararı tebliğ ediliyor da, bu yargıya meydan okuyup “Kaldığımız yerden devam edeceğiz” diyorlar.
Ne diyelim, paşa gönülleri bilir. Biz, kendilerine dostça:
“Emin olmayın” mealindeki ilahi söylemi hatırlatmak isterdik.
Tilki Kurnazlığı
Bir takım eşkıya, malları yağma etmek üzere bir köye girdiler. O köyün etrafından iki kişi yakalayıp birini öldürmeye niyet ettiler.
Öldürmek üzere elini bağladıkları zaman dedi ki: Ağalar, beyler niye benim canıma kastediyorsunuz? Maksat, garaz ne?”
Eşkıyadan biri “Arkadaşın korksun, ürksün de altınları çıkarsın diye öldüreceğiz” dedi.
Adam dedi ki: “Madem ki öyle, evvela onu öldürün de, ben korkayım, altınların yerini göstereyim!
Kıssadan Hisse
Eşkıyadan korkmanın bir faydası yok. Korkunun ecele faydası yok, derler. Bunca ibret alınacak. Tarih önümüzde duruyorken tilkilik yaparak nereye varabiliriz ki? Tilki kurnazlığı, zekânın yerini tutmaz. Hatta değil zekâ, ahmakça davranışlara da sebep olabilir. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” demek, yılanlara karşı kimseyi sigortalı yapmaz.
Hoşça kalın…
23 OCAK – TOKAT GAZETESİ