By HABERLERDEN ESİNTİLER
“YEŞİLAY kayıtlarına göre ülkemiz dünya sıralamasında;
– İsrafta birinci,
– Kumarda ikinci,
– Alkol tüketiminde üçüncü,
– Sigara tüketiminde dördüncü durumda.
Sportif ve ilmi yarışmalarda ise, istisnaları dikkate almazsak, ülkemiz, 30 – 35. sıralarda…”
İlimde, fende, sporda bir hayli gerilerdeyiz.
Ama sigara, alkol ve kumarda en önlerdeyiz. Savurganlıkta ise dünya birincisi durumdayız..
Sebep – sonuç ilişkisi gibi bir durumda olsak, nasıl bir duygu bilemeyiz ama; bilhassa geleceğimiz adına kaygı ve üzüntü verici bir durumda olduğumuz muhakkak!.
“AVRUPA KONSEYİ, hazırladığı bir rapor da TÜRKİYE’de 2 milyon çocuğun maaşlı işçi olarak çalıştığını belirlemiş. Söz konusu rapora göre, Türkiye üye ülkeler içerisinde çocuk çalıştırmada birinci sırada bulunuyor.”
Raporda yalnız maaşlı çocuklar geçiyor. Ya maaşsız çalışan çocuklar? Onlar unutulmuş her nasılsa.. Üye ülkelerin uymayı taahhüt ettiği Avrupa Sosyal Şartı’na göre 15 yaşından küçüklerin çalıştırılması yasak. Türkiye olarak adı geçen şarta imza da koymuşuz.
Gereğini yapmadıktan sonra imza koy, hazır.
Biz birbirimizi uyuttuğumuz gibi, Avrupa’yı da uyutacağımızı sanıyoruz ama boşuna gayret. Hem öyle bizim daha birçok imzamız var.
“Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.”
Bu bir haber değil, T.C ANAYASASI’nın 58. madde hükmüdür. Anayasa Hükümlerine uyması gereken Kurum, en başta hangi kurumdur? Hiç kuşkusuz Devlet’tir. Peki bizim Devlet ne yapıyor bu konuda?
Alkollü içkileri başta Devlet üretiyor ve satıyor. Sigara Devlet’in tekelinde; üretiyor ve satıyor. Tek kollu makinaları ithal ederek, lüks otel ve gazinolarda kumarı organize eden yine Devlet… Uyuşturucu ile mücadelede ise; Devlet ile bağlantılı birtakım çetelere göz yumulduğuna dair birtakım olaylar ortada. Daha üç gün önce hapishaneden kaçan ünlü bir mafya babasını Devletli bazı üst düzey kişilerin ziyaret etmiş olduğunu Adalet Bakanı bizzat açıkladı.
Eee, geriye ne kaldı? Artık külahımızı önümüze koyup düşünmenin ve köklü değişimlere öncelikle devlet kurumlarından başlamanın zamanı gelmedi mi?
Hoşça kalın…
18 MART – TOKAT GAZETESİ
