TOPLUM, DEVLET VE POLİS (4)
Dernek, Kulüp veya Vakıf lokallerinde: içki içirtilecek, kumar oynatılacak, üye olmayan ve üstelik belinde ruhsatsız silah taşıyan adamlar oturacak…. Bütün bunların bir sakıncası olmayacak amma, polisin bu gibi yerleri denetlemesi sakıncalı görülecek!..
Bir takım yasal veya yasadışı örgütleri, Toplantı, Gösteri ve Yürüyüş Kanunun’da belirlenmiş usullere aykırı olarak toplanacak, yürüyecek, yasadışı bayrak, flama, pankart açacak, kaldırım taşlarını kırıp polisi taşlayacak, polis otosunu parçalayacak… Polisin ‘dağılın!’ uyarılarına uymayacak, kontrolden tamamen çıkarak geçtiği yeri tahrip edecek… Bütün bunlar bazı çevrelerce olağan kabul edilecek ve lakin polisin bunlara müdahalesi yadırganacak?.
Ekonomik dengelerin bozulmasında, anarşinin artmasında, toplumsal huzurun kaçmasında enflasyonun azmasında polisin hiçbir günahı olmadığı halde: öfkeli kalabalıkların taşkınlığını önlemek için görevini yapan polisle çatışmak normal polisin eylemcilere biraz sert davranması anormal sayılacak?.
Ne bu böyle? Polis, günah keçisi mi?….
Bireylerin ve toplumun içinde bilinen veya bilinmeyen nedenlerle saklı duran nerede, ne zaman ve ne şekilde patlayacağı pek de belli olmayan şiddeti görmezlikten gelip (ki, bu şiddet yakıyor, yıkıyor ve öldürüyor!) sadece polisin elindeki copu bir şiddet unsuru gibi görmek veya göstermek, ne derece insaflıdır?
Onbinlerce elemandan oluşan koskoca bir teşkilatta bazı yanlış yapanlar var diye, bunu hepsine teşmil edercesine karalamak doğru mudur?
ANAYASA, Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu CMUK, Terörle Mücadele Kanunu ve diğer kanunların POLİS’e ve diğer güvenlik güçlerine verdiği görevler, sorumluluk ve yetkiler ortada. Herkesin bildiği bu görev, sorumluluk ve yetkileri POLİS’e, bu TOPLUM ve bu DEVLET vermedi mi?. Verdi. Yani biz verdik, bireyler ve toplum olarak biz verdik.
Bu ülkede iyi – kötü, her neyse bir demokrasi var. Bu dünyada totaliter rejimle yönetilen belki 50 ülkede insanların kullanamadığı hak ve özgürlükleri biz kullanabiliyor muyuz? Evet. Polisi de eleştirmek hakkımız var mı? Var. Yapıcı eleştiriye kim ne diyebilir? Amma ve lakin görevini kanunlar dairesinde yapan polisi de yıpratmanın, işinden soğutmanın bir gereği yok.
Ya bizzat görüyor veya gazetelerde okuyor ve ekranlarda seyrediyoruz.: polisin görevini yapabilmek uğruna vücudunu ve canını nasıl tehlikeye attığını… Terörist saldırılara hedef olup nasıl yaralandığını ve şehid olduğunu…
Devam edecek. Hoşça kalın….
22 MART – TOKAT GAZETESİ