İRTİCA (1)

İRTİCA (1)

İRTİCA (1)

Zaman zaman gündeme çıkan, tartışılan, son günlerde ise iyice kabarıp gazete ve TV haberlerinde manşet olan bir kavram var: “İRTİCA”. Ülkemizde, maalesef birçok konuda kavram kargaşası yaşanıyor. ‘İrtica’ kavramına çeşitli anlamlar yükleniyor. Kimi çevreler ‘İrtica tehlikesi vardır’ derken, kimi çevreler ‘irtica filan yok, irtica yaygarası yapılıyor’ iddiasını güdüyor.
Böylesine kavram kargaşalarının yaşandığı dönemlerde, tartışmaları olumlu bir yöne çekmek, ılımlı bir hava oluşturmak, sorunun içeriğini araştırıp açıklığa kavuşturmak biraz da yazarların görevidir.
Ülkemizde bugün ‘irtica tehlikesi var mı, yok mu?’ tartışması, varsa varlığını kabul etmenin ötesinde siyasete malzeme yapılarak adeta sulandırılmak istenmektedir. Oysaki ‘irtica’, ciddi bir meseledir. 54. Hükümetin çekilip 55. hükümetin kurulmasında dahi önemli bir etken olmuştur.
‘İrtica’nın sözlük anlamı: ‘Geri dönme, yapılan bir yeniliği istemeyerek eskiye dönmeyi arzulamadır. Aynı kökten gelen ‘rücu’ ve ‘ricat’ kelimeleri de ‘geri dönüş’ anlamı taşımakla beraber: ‘rücu’: cayma, sözü, fikri değiştirme, ricat da vazgeçme, geri çekilme gibi karşılıkları olan sözcüklerdir. ‘RÜCU’dan türeyen ‘mürteci’ ise geriye dönek isteyendir.
“İRTİCA” ise kelime olarak günlük hayatımızda pek kullanılmayan, daha çok tarih boyutunun da yeralan siyasi ve sosyolojik bir kavramdır. Dilimize Arapça’dan geçmedir.
Tarih boyutunda ‘irtica hareketi’ veya ‘irtica hareketleri’ deyimleri de kullanılmaktadır. ‘İrtica hareketi’nin sözlük anlamı; ‘yeni kurulan bir düzeni beğenmeyerek, eski düzene dönmek için girişilen eylem’dir.
‘İrtica hareketleri’ deyimi ise, ‘Osmanlı İmparatorluğunun bozulan düzenini reformlarla düzeltme çabalarına karşı yapılan direniş eylemleri’ni ifade eder.
‘İrtica Hareketleri’nin tarihsel boyutu hiç de öyle küçümsenecek çapta değildir. Osmanlı tarihinde ‘duraklama devri’, 2. Selim’den sonra padişah olan 3. Murat zamanında başlamıştır.
22 Aralık 1574 günü 28 yaşındayken tahta çıkan 3. Murat’ın ilk icraatı, Fatih Kanunnamesi’nin ‘Nizam-ı alem’ esasına dayanarak, kardeşlerini boğdurmak oldu. Beş şehzadenin cenazeleri, babaları 2.Selim’in defninden az sonra toprağa verildi. Yavuz Selim zamanından beri unutulmuş bulunan kardeş katletme hadisesi duyulunca halk gözyaşı dökmüş ve yas tutmuştu. 3.Murat’ın 70 yıldan beri unutulmuş kötü bir adeti uygulaması, geriye dönüş anlamında irticai bir eylem sayılmakla beraber, Osmanlı tarihindeki “Genç Osman olayı” yeniliğe karşı ilk isyan hareketidir.
26 Şubat 1918’de tahta çıkan 2. Osman, ne yapmak istiyordu? Yerli ve yabancı kaynaklarda ‘Genç Osman faciası’ üzerinde çok durulmuştur. 2. Osman, fevkalade eğitim görmüş, 5 yabancı dil öğrenmiş bozulan işleri düzeltecek fikirlere, kararlılık ve cesarete sahipti.
Devam edecek. Hoşça kalın…

28 MART – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir