İRTİCA (9)

İRTİCA (9)

İRTİCA (9)

CUMHURİYET’imizin ilk 27 yılı, ATATÜRK ve İSMET İNONÜ dönemleri olmak üzere, CHP’nin tek başına iktidar olduğu devirdir. Muhalefet sadece DP’nin kurulmasıyla 1946-1950 arasında olmuştur. ATATÜRK döneminde kurulan iki muhalefet partisi bazı gerekçelerle kapatılmıştır. Genç Cumhuriyetimizin, Atatürk devrimlerinin, başka bir deyimle büyük Türk İnkılabının korunması, oturması ve geliştirilmesi gerekiyordu.
ATATÜRK ve İSMET PAŞA, dinin ve dinen kutsal sayılan sembollerin politikaya alet edilmesine, siyasete bulaştırılmasına kendileri tenezzül etmediği gibi, başkalarına da asla müsaade etmediler. Büyük zaferden sonra, Meclis’te birçok milletvekili Atatürk’e ‘Halifelik’ teklif ettiler. Teklifi reddetti ve artık hiçbir misyonu kalmamış ‘Halifelik Kurumu’ bir kanunla kaldırıldı.
1950-1960 arasındaki 10 yıl, Celal BAYAR’ın Cumhurbaşkanı, Adnan MENDERES’in Başbakan olduğu DEMOKRAT PARTİ dönemidir. Bu dönemde maalesef dinin politikaya yavaş yavaş bulaştırıldığını ve zaman zaman irticai akımların uç verdiğini görmekteyiz.
1960’lı yıllarda CHP’nin başında İsmet İNÖNÜ, 27 Mayıs 1960 ihtilaliyle kapatılan DP’nin devamı niteliğini gösteren ADALET PARTİSİ’nin başında Süleyman DEMİREL vardır. Merkez sağda ve merkez solda, MECLİS’e 5-10 milletvekili sokabilen küçük çapta başka partiler de siyasi yelpazedeki yerlerini almıştır.
1969’da, dünkü kapatılan RP ve bugün onun yerini alan FP’nin çekirdeği sayılan MİLLİ NİZAM PARTİSİ’nin kuruluşuna tanık oluyoruz. Bu partinin kurucusu ve genel başkan Necmettin ERBAKAN’dır. MNP’nin siyaset arenasına girmesiyle beraber, dini söylemlerin günlük politikaya bulaştırılarak siyasi çıkarlara peşkeş çekildiği açıkça görülmüştür. Nitekim bir seçim dönemi sonunda MNP, dini siyasete alet ettiği gerekçesiyle kapatılmışsa da onun yerine, yine ERBAKAN başkanlığında MİLLİ SELAMET PARTİSİ kurulmuştur.
1970’li yıllar, bilhassa 1975 ila 12 EYLÜL 1980 arasında ülkemiz çok sancılı bir siyasi dönem geçirmiştir. İnsanlarımız sağcı-solcu, ülkücü-devrimci, sünni-alevi diye kamplara bölünmüştür. Bu yapay bölünmeler gitgide şiddetini arttırmış, günde ortalama 15-20 kişinin öldürüldüğü anarşi ve terör olayları cereyan etmiştir. Nihayet 12 EYLÜL 1980’de TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ yönetime el koymuş ve bütün siyasi partiler Milli Güvenlik Konseyi kararıyla kapatılmıştır.
TSK, Cumhuriyet ve demokrasiyi güvenceye almış, huzur ve güven ortamı sağlamıştır. 12 EYLÜL 1980 ila 30 KASIM 1983 arasında süren askeri yönetimin ardından seçimlerle gelen sivil yönetim başlamıştır. 1982’de siyasi partilerin yeniden kurulmasına izin verilmiş, ancak seçime katılma konusunda bazı partilere tahdit konmuş, bir kısım adaylar da veto edilmiştir. Kapatılmış partilerin eski liderleri ve diğer üst düzey üyelerine uygulanan siyaset yasakları ise beş yıl sonra yapılan bir referandum (halk oylaması) ile kaldırılmıştır. Bu eski liderler, yasakların kalkmasıyla beraber, eski partilerinin yerine kurulmuş olan yeni partilerin başlarına geçtiler. Yani bir nevi ‘eski tas eski hamam’ oldu. AP yerine DYP, MSP yerine RP, CHP yerine HP (Bunun yerine de daha sonra SODEP ve bundan sonra CHP ve DSP), MHP yerine önce MÇP, daha sonra yine MHP kuruldu.
12 EYLÜL sonrası başlayan yeni dönemde Turgut ÖZAL başkanlığında, kurulan ANAVATAN PARTİSİ, yepyeni bir parti hüviyetiyle 1983-1991 arası iki dönem tek başına siyasi iktidar olmuş ve reformist bir icraat yapmıştır.
Devamı yarın. Hoşça kalın…

11 NİSAN – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir