İRTİCA (10)

İRTİCA (10)

İRTİCA (10)

Son yıllardaki siyasi gelişmelere, REFAH PARTİSİ’nin kapatılma noktasına gelinen sürece şöyle bir baktığımızda CUMHURİYET ve DEMOKRASİ adına hüzün verici bir tablo görmekteyiz.
Bazı siyasi partiler ve bir kısmı politikacılar, ANAYASA’ya ve DEVRİM KANUNLARI’na neden uymazlar? Veya neden uyar gibi yaparak hile-i şeriye yoluna saparlar?
T.C. ANAYASASI, ATATÜRK İLKE ve İNKILÂPLARI (Devrim Kanunları), bu ülkede yaşayan herkesin, bütün Türk vatandaşlarının ‘ortak payda’sı değil midir?
Hangi siyasi görüş, parti, etnik köken, din veya mezhep mensubu olursak olalım, neye inanırsak inanalım veya inanç sahibi olalım ve olmayalım; hepimiz üzerinde aynı kaderi paylaştığımız, nice şehid ve gazilerimizin bize emanet ettiği, atalarımızın miras bıraktığı bu aziz vatanın evlatları değil miyiz?
Genel çizgide uzlaşılacak, milli mutabakat sağlanacak ortak değerlerimiz, bizi biz yapan asgari müştereklerimiz yok mudur? Var, elbette var. Yeter ki görmesini bilelim ve birazcık da Tarih’ten ibret alalım.
Eğer asgari müştereklerde birleşmez, ortak paydalarımızı görmez ve TARİH’ten ibret almazsak; varacağımız nokta bir ‘fasit daire’dir, yeni deyimiyle bir ‘kısır döngü’dür.
Bu aziz vatanın başı, zaten yeterince belada! Bu ülkede bir de ‘din kavgası’ çıkartmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Yazıktır ve de günahtır.
Hele hele şu son birkaç yıl içinde cereyan eden ve dış destekli olduğuna da şüphe bulunmayan irticai eylemler, çok üzücü ve ibret vericidir.
Son yıllarda, kasıtlı olarak, bir ‘inananlar-inanmayanlar’ ve ‘müslüman-laik’ ayrımcılığı başlatılmış ve şimdilerde hızı kesilmekle beraber halen de sinsi sinsi sürdürülmektedir.
‘Sekiz yıllık eğitim’ ve ‘İmam Hatip Okulu Orta kısımları’nın kapatılması’ ve ‘türban yasağı’ bahanesiyle yapılan korsan mitinglerde ve bir kısım sözde İslamcı radyo yayınlarında son derece kışkırtıcı pankartlar açılmış ve sloganlar atılmıştır. Bazı rektörler ve siyasi liderler açıkça ‘kâfir’ ilan edilmiştir.
Bunlardan birkaç örnek verelim: ‘Ya şeriat, ya ölüm!’; ‘Savulun kâfirler İslam Ordusu geliyor!’; ‘Muhammedin Ordusu, kâfirlerin korkusu!’ ve daha bunlara benzer ne İslama, ne müslümana, ne vatandaşlığa ve ne de insanlığa yakışmayan söylem ve eylemler…
Başta bunları yapanlar, bu ülkede yaşayan herkes şöyle bir silkinip kendine gelsin!. İstisnasız hepimiz ve siyasi partileriyle, Basını, Sivil Toplum örgütleri ve resmi mercileriyle bütün kurumlarımız bir ‘özeleştiri’ yapmalıyız.
‘İrtica’yı, bölücülüğü, her nevi terör ve anarşiyi, cehaleti, kin ve düşmanlığı körükleyen sebep ve saikleri de düşünmeli ve sorgulamalıyız. Bu hastalıkların baş sebeplerinin de ekonomi, gelir dengesizliği, eğitimsizlik ve her türlü bağnazlık olduğunu düşünmeliyiz. Düşünmeli ve şu Bayramları da vesile bilerek birbirimize sevgiyle kucak açmalıyız.
Hoşça kalın…

12 NİSAN – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir