SPORUMUZDAKİ ÇARPIKLIK

SPORUMUZDAKİ ÇARPIKLIK

SPORUMUZDAKİ ÇARPIKLIK

“Bursasporlu BALİÇ’in Fenerbahçe’ye transferi 10 Milyon Dolara mal oldu.”
Boşnak asıllı Baliç, bu paranın üçte birini alçak. Geri kalan para, bonservis ücreti olarak Bursaspor Kulübüne ödenecek. Türk lirası hesabıyla Baliç’in payına tam tamına 830 milyar düşüyor. Bunu niçin yazdık? Şunun için;
Gençlik ve Spor Genel müdürlüğüne bağlı federasyonlardan büyük bir bölümünün toplam bütçesi 775 milyar lira tutuyor. Bu miktar para, 1998 yılı bütçesinden 16 federasyona ve 16 dalda faaliyet gösteren 132 bin sporcuya ve bunlar adına organize edilecek tüm çalışma, yarışma vesair giderler için ayrılmış paradır.
Bunun bir anlamı da şudur:
Futbol dışında 165 çeşit dalda spor yapan 132 bin sporcu gencimiz, parasal kaynak tahsisi açısından bir Baliç etmiyor. Baliç’in marifeti yıldız futbolcu olmak… Peki ama spor yalnızca futboldan mı ibarettir? Tabii ki değil. Futbol kadar önemli, üstelik sağlıklı nesiller yetişmesi açısından çok daha yararlı nice sporlar var. O spor dallarında da nice sporlar var. O spor dallarında da nice gençler uğraşıyor, ter döküyor, yıldız gibi parlıyor, ülkemizi temsil ediyor, madalya kazanıyor.
Onlara Devletçe, toplumca, özel kuruluşlarca biraz daha destek verilirse, içerde ve dışarda çok daha başarılar kazanıp, bireysel veya takım olarak çok daha iyi noktalara gelecekler.
Bugün Türkiye futbol piyasasında astronomik fiatlarla futbolcu transferleri yapılıyor, hem içeriye, hem dışarıya büyük paralar ödeniyor. En büyük kulüplerimiz bile bu ödemelerde zorlanıyor, borçlanıyor, iflasın eşiğine geliyorlar. Bu paraların birçoğu da döviz (Dolar veya Mark) olarak ödeniyor. Nihayet bunca para ülkemiz kaynağından karşılanmaktadır. Bu durum, Türk sporunda kaynak israfına yol açıyor.
Olaya sadece futbol adına baksak ortada yine de bir çarpıklık var. Bir tek futbolcuya ödenen para ile belki yüz tane takım kurulur, birçok spor tesisi yapılır. Dengeli bir gelişme olur. Oysaki ne oluyor? Kaynak israfı nedeniyle aslında futbolumuz da gelişmiyor. Sadece göz boyanıyor, aldatıcı mesajlar veriliyor.
Hem sonra, futbol dışındaki 16 spor dalında topu topu 132 bin sporcu var ise, bu, koskoca Türkiye için az değil mi? Az, hem de çok az.
Spor, bir ülkede başta gençlik olmak üzere yetişkin nüfusun da ilgi duyacağı, uğraş vereceği çok çeşitli etkinlikleri kapsayan, sosyal-kültürel ve ekonomik boyutları olan bir faaliyettir. Öyle ki, bir ülkede yaşayan insanların büyük çoğunluğunun amatör ve profesyonel olarak, çeşitli spor kulüplerine üye olarak spor yapması gerektiği söylenir.
Ne var ki bizim ülkede, nüfusun çoğunluğundan vazgeçtik, ancak azınlığın da azınlığı spor yapabiliyor. Spor yapabilen insanımız, nüfusun binde dokuzudur; evet, maalesef bizim ülkede bin kişiden sadece dokuz kişi spor yapıyor.
Nüfusunun ancak binde dokuzunun spor yaptığı bir ülkede kimse fazla bir şey beklemesin. Acı ama gerçek bu. Bizim işimiz de gerçeği yazmak…
Hoşça kalın…

23 MAYIS TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir