By FUTBOLDA PROFESYONEL ANLAYIŞ
Futbolu sevin veya sevmeyin, bir gerçek var ki FUTBOL hep gündemde. Futbola gösterilen ilgi, ülkesine göre değişmekle beraber, dünyanın her yerinde üste çıkan bir düzeydedir. Bunun esas nedeni futbolun, kitleleri çeken bir seyir sporu, iki ordunun savaşmasını andıran bir mücadele gösterisi olmasıdır.
Eskiden futbol da, diğer bütün sporlar gibi amatör bir ruhla oynanırdı; maksat spor yapmaktı. Son 30-40 yıldır profesyonel hale geldi. Ülkemiz ölçeğinde düşünürsek, futbol bugün, trilyonların döndüğü büyük sektör olmuştur. Üç profesyonel lig halinde, binlerce genç her yaştan binlerce insan, oyuncu, antrenör, teknik direktör, menajer, kondisyoner, masör gibi bir çok adlarla sektördeki yerini almıştır. Bu sektör de artık kadrolu amigolar bile çalışıyor. Bu gelişmeye paralel olarak BASIN sektöründe futbol basını özel bir yel tutmuştur. Birçok muhabir, yazar, foto muhabiri, kameraman bu işten ekmek yiyor.
Profesyonel kulüplerin yanısıra, bir o kadar da, amatör kulüplerimiz faaliyet halindedir. Bu kulüplerde oynayan amatör futbolculardan bir kısmı daha sonra profesyonel olmaktadır. Ülkemizdeki futbolun dikkat çeken boyutu, profesyonelliği algılanış ve uygulanış biçiminde odaklaşmaktadır. Profesyonellik de bize pek çok yenilikte olduğu gibi Avrupa’dan geldi. Yani biz bu işi kopya ettik. Bir şeyin kopyası tam alı gibi olmaz. Bunu biraz da biz bozduk; başka bir deyişle kendimize benzetince, ortaya şimdiki çarpık durum çıktı. Bugün en büyük, en anlı şanlı kulüplerimiz dahi gerçek anlamda profesyonel değildir.
Bu hususta en yakınımızdaki TOKATSPOR Kulübünden bir örnek vermek isteriz. Eleştirimiz yapıcı ve gerçekçidir, kişilere yönelik değildir. Ve doğrudan, gazetemizde üç gün önce yayınlanan bir röportajdan alıntı yaparak örneğimizi vereceğiz. Bu sezonun bitmesine 9 maç kala, grubunda kritik bir noktada duran Tokatspor takımının başına antrenör olan ve takımı küme düşmekten kurtaran Namık Altınsoy bakın ne diyor:
… Bir de 25 kişilik Yönetim Kurulu sayısının çok fazla ve gereksiz olduğunu düşünüyorum. Ben görevde olduğum sürede Yönetim Kurulunda çalışan yönetici sayısının çok fazla olmadığını gördüm. Hatta yöneticilerden takımın hayati maçlarından önce, gelecek sene için tanıdıkları hocaları alarak lojmana getirdiklerine bile şahit oldum ki bu bizleri derinden yaralamış ve üzmüştür. Bu tip olaylar olduğunda inanın işin ucunda TOKATSPOR olmasa hemen görevi bırakırdım. Bu, yönetimdeki bazı arkadaşların çok acemi ve İdarecilik vasıflarından yoksun olduğunu gösteriyor.”
Bu eleştiri, olumsuz bir örnek çok çarpıcı bircimde vurguluyor. Bir iş, gerçekten profesyonelce yapılacaksa ciddiyet, iyi niyet ve iş birlik şarttır. Başka türlü başarı beklemek hayalcilik olur.
Hoşça kalın…
26 MAYIS TOKAT GAZETESİ
