SEÇİM, AMA NASIL? (3)

SEÇİM, AMA NASIL? (3)

SEÇİM, AMA NASIL? (3)

Ülkemizin demokrasi tarihi açısından geçmişten bugüne dek 122 yıllık süreçten geçerek geldiğimiz noktada çok daha parlak bir durumda olmamız gerekirdi. Bu noktaya Osmanlı devrindeki meşrutiyet dönemlerinden, İstiklal Mücadelesi sırasında TBMM dönemi ve ardından başlayan CUMHURİYET ve nihayet 14 MAYIS 1950 tarihinden itibaren çok partili dönemlerden düşe kalka geçerek varmıştık.
23 NİSAN 1920’de, büyük ATATÜRK’ün başkanlığında TBMM, yurdun dört bir köşesinden seçilerek Ankara’ya gelen Heyet-i Temsiliye üyeleri ve dağılan Osmanlı Mebusan Meclisi’nin bir kısım milletvekilleriyle toplanmıştı.
O tarihten beri de, TBMM, 2 defa Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yönetime el koyması nedeniyle kısa süreler kesintiye uğraması dışında CUMHURİYET ve DEMOKRASİ’nin somut simgesi ve vazgeçilmez kurumu olarak hep varoldu. Bundan böyle de varolacaktır.
Gerek 27 MAYIS 1960, gerekse 12 EYLÜL 1980 tarihlerinde yönetime el koyan TÜK SİLAHLI KUVVETLERİ de bu eylemleri, hem Cumhuriyeti koruma ve kollama, bozulan birlik ve dirliği yeniden düzeltme, hem de bunalıma sokulan demokrasiyi kurtarmak maksadıyla yapmıştır. TBMM’nin feshedildiği o kısa süren askeri yönetim dönemlerinde bile birincide KURUCU MECLİS, ikincide DANIŞMA MECLİSİ, askerlerden oluşan Milli Birlik –Komitesi ve Milli Güvenlik Konseyi ile birlikte yasama (kanun koyma) görevini yerine getirmişlerdir.
Kurucu Meclis ve Danışma Meclisi olağan üstü dönemlerde askerlerle birlikte yasama görevini üstlenerek 1961 Anayasası ve daha sonraki 1982 Anayasası’nı hazırlamışlar ve bu Anayasalar referandum (halk oylaması) ile yürürlüğe girmiştir. Anılan Meclislerin üyeleri de İllerin temsilcileri sıfatıyla, sivil toplum kurum ve kuruluşları (Meslek Odaları, Sendikalar, Üniversiteler, Basın, Dernek ve Vakıflar) tarafından seçilmişlerdi. Yani bunda da olağanüstü hallere mahsus bir seçim olgusu vardır.
Seçim olgusuna demokrasi açısından baktığımızda asıl beklentinin, başka ifadeyle ideal olanın, seçme ve seçilme haklarını kullanan insanların bu işlevlerini kendi hür ve serbest iradeleriyle yapmalarıdır. Onun içindir ki SEÇİM’i “genellikle toplu bir iradenin, birden çok aday arasında bir tercih yapması” şeklinde tanımlıyoruz.
Devam edecek. Hoşça kalın…

18 HAZİRAN TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir