KENTSEL DÜŞÜNCELER (1)

KENTSEL DÜŞÜNCELER (1)

KENTSEL DÜŞÜNCELER (1)

Bir il, bir bölge veya bir ülkenin topraklarını, insanların yerleşim biçimi ve nüfus yoğunlukları bakımından genel bir tanımlama yaptığımızda “kırsal” ve “kentsel” kavramlarını kullanırız. “Kırsal” denince; şehirlerin dışındaki kır-bayır ve köylük alanlar akla gelir. “Kentsel” denince de başta büyük şehirler olmak üzere kentler ve kasabalar anlaşılır.
Kırsal ve kentsel kavramları aslında, birbirine zıt değil, birbirini bütünleyen hatta birbiriyle içice geçen anlamları da ifade eder. Ancak böyle bir bütünleşme olgusu, gelişmişlik şartına bağlıdır. Başka bir deyişle medeniyetin nimetleri ve insan elinin ilgisi, ‘kırsal’ ile ‘kentsel’ alanlar arasındaki farkların azaltılmasını veya giderilmesini tayin edecektir.
Kırsal alanlar ile kentsel alanlar arasındaki medeniyet nimetlerinden yararlanma farkları, çeşitli şehirler arasında ve şehirlerin semtleri arasında görülmektedir. Şehirlerin kenar semtleri ile orta kısımları arasında görülen farklar gibi bir takım dengesiz gelişmeler olmaktadır.
Bu dizi-yazımızda yapmak istediğimiz irdeleme, kentsel boyutta kendi ülkemizin şehirleri ve daha çok içinde yaşadığımız şehir kapsamında olacaktır. Bunu yaparken, özellikle Belediye hizmetleri açısından ne herhangi bir dönemi, ne bir belediye başkanını, ne de politik bir tercihi öne çıkartacağız. Yani, genel anlamda bir irdeleme yapmaya çalışacağız.
Nasıl bir şehirde yaşıyoruz? Şehir halkına Belediyece sunulan altyapı ve üstyapı hizmetleri ne durumdadır? Gerçek anlamda bir ‘kentsel yaşam’ tarzı nasıl olmalıdır? ‘Olgunlaşmış yaşama standartları’ denince ne anlamak lazım? Şehirlerimizdeki ‘yaşam kalitesi’ ne durumda?.
Devam edecek. Hoşça kalın…

8 AĞUSTOS TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir