KENTSEL DÜŞÜNCELER (3)

KENTSEL DÜŞÜNCELER (3)

KENTSEL DÜŞÜNCELER (3)

Son otuz-kırk yıl içinde o dillere destan bağ ve bahçeler arsa ve apartman haline dönüşürken, şehrin eski semtlerindeki küçük bahçeli geleneksel evler bile yavaş yavaş tarihe karışmışsa;
Şehrin ortasında topu topu 2 dönümlük eski park ve onun içindeki küçücük çocuk bahçesi dışında, 1980’li yıllarda Köprübaşı’ndan itibaren Yeşilırmak boyunca açılan ‘yeşil bantlar’ dan başka herhangi bir yeşil park ve çocuk bahçesinin, üstelik son 30-40 yıl içindeki üç kat nüfus artışına rağmen, şehre kazandırılmamış olmasına geçerli bir açıklama bulunamıyorsa;
Çocuklar için şehrin her semtinde, hatta her mahallesinde olması gereken oyun alanları (Voleybol, basketbol, futbol) birkaç okul bahçesi dışında bulunmadığı için; yaşları 7 ila 18 arasındaki çocukların ve gençlerin taşlı, tozlu topraklı sokak aralarında, Cumhuriyet meydanı tören alanında, tarihi tekke ve türbelerin avlularında top oynamaları olağan görülüyorsa;
Kız çocuklarının ise evlerinin kapı önlerin de evcilik oyunu ve ip atlama gibi oyunlardan başka bir şanslarının olmayışı hiç önemli değilse;
Yine, medeni bir şehrin her semtinde bulunması gereken; genç annelerin yanlarında bebekleri veya küçük çocuklarıyla gelip hava alacakları, çocuklarını güneşlendirip çim ve çiçekler arasında gezdirebileceği yeşil, sessiz, çitle, çevrili köşelerin henüz imar planlarından dahi yer almaması, şehircilikte 50 yıllık bir geri kalmışlığın göstergesi olabileceği bilinmiyorsa;
Bir şehrin içinden geçen dere ve ırmağın birer büyük nimet olduğunun farkına varılmaması bir yana, her türlü katı veya sıvı atık maddelerle kirletilmesinde bir sakınca görülmüyorsa; Taşköprü’den itibaren her iki yönde ve sağlı-sollu olmak üzere ırmak kenarlarının çitime söğüt ağaçlarıyla vahşi bir görüntüye bürünmüş halinin şehir içinde yadırgatıcı bir durum olduğu önemsenmiyorsa;
Yeşilırmak’ın şehir içindeki sahillerinde söğüt ağaçları diplerinin kırık bira ve rakı şişeleri, pet şişeler, naylon poşetler, meşrubat kutuları, kemik parçaları, çeşitli yiyecek artıkları ve daha akla gelen/ gelmeyen çöplerle oluşmuş kilometreler boyu uzanan iğrenç bir kirliliği, Belediye dâhil henüz kimsenin dert edinmeyişine şaşmak mı üzülmek mi gerektiği yine kimselerin tasası değilse;

Devam edecek. Hoşça kalın…

11 AĞUSTOS TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir