DEMOKRASİ VE SİSTEM (47)
İçeride söndürülmüş olan dış destekli bölücü terörün yeniden hortlamasını önlemek için, baş destekçisi Suriye’ye verdiğimiz ültimatomla ne istemişiz?
Apo’yu ve yandaşlarını teslim edin.
Bekaa vadesindeki terörist kampı kapatın.
-Türkiye üzerindeki toprak iddialarından vazgeçin.
-Sınırınızdan Türkiye’ye terörist sızmalarını önleyin.
Sınırları aşan sular konusunda, uluslararası anlaşmalara uyulsun.
Türkiye-İsrail yakınlaşmasını çarpıtarak diğer Arap ülkelerini Türkiye’ye karşı tahrik etmeyin.
Suriye bu istekleri yerine getirmezse, Türkiye ‘nefsi müdafaa’, başka deyişle ‘meşru müdafaa’ hakkını kullanmaktan kaçınmayacak. Türkiye’nin istekleri, meselenin diplomasiyle çözümü için son adım olarak nitelendi. Bu son adım da işe yaramazsa ne olur? Ne olacağı belli. Türkiye askeri güç kullanacak.
Şu ana kadar Suriye’nin Türkiye’ye resmen bir cevap verip vermediği bilinmiyor. Cevap verse bizim Hükümet bunu açıklardı. Yalnız, Suriye’nin Dışişleri Bakanı’na atfedilen açıklamadan, Suriye’nin inkarcı tutumunu sürdürdüğü anlaşılıyor.
Mesele, Türkiye için (yaşamsal) önem taşıyor. Türkiye’nin rejimi çok sesli demokrasi. Suriye ise tek sesli diktatörlük. Bizim demokrasi, mükemmel olmayabilir ama, en iyi diktatörlükten bile daha üstün ve insan onuruna daha yakışır olduğu kuşkusuzdur. DEMOKRASİ çok sesliliktir ama, yaşamsal konularda ulusal birliğin sağlanmasına da mani değildir. Nitekim de böyle olmuştur.
Suriye’den resmen bir ses çıkmadıysa da, diğer Arap ülkelerinden ve İran’dan ses geldi. Bunlar, Suriye’nin yanında yer alıp destek vereceklerini belirtmişler. Suriye’ye destek veren teröre destek veriyor demektir. Yıllar yılı terörün zarar gören, ıstırap çeken, binlerce masum insanı yitiren, binlerce şehid veren ülke TÜRKİYE! Sözde Müslüman olan o ülkelerin idarecileri ve halkları Türkiye’den bugüne dek bir zarar görmüşler mi? Yoo, aksine hep iyilik ve iyi niyet (hüsnüniyet) görmüşler. Ee peki öyleyse hani nerede kaldı din kardeşliği? Tarih boyunca da gördük olmadığını. Biz Arap dayanışmasının da ne olduğunu çok gördük. Onların arasında din birliğinden başka ırk birliği de olduğu halde, gerçek bir dayanışmaya tanık olmadık. Onların dayanışması da palavra…
Devam edecek. Hoşça kalın…
9 EKİM TOKAT GAZETESİ