DEMOKRASİ VE SİSTEM (55)

DEMOKRASİ VE SİSTEM (55)

DEMOKRASİ VE SİSTEM (55)

“DEMOKRASİ ve SİSTEM” başlıklı dizi-yazımızı, demokrasinin tarih içindeki oluşumu ve oluşumun yakın tarihimize vuran yansımalarından yola çıkarak, ülkemizde bugün yaşadığımız sancılara güncel merceklerden bakarak kurgulamaya çalıştık. Ve halen de bu çabamızı sürdürüyoruz.
“GÜNDEM” konulu köşemizde, üç yıldan beri yayınlanan yazılarımızda olabildiğince, doğru olabildiğince yansız ve objektif olmaya özel bir önem verirken, hem araştırmaca gazetecilik açısından, hem de bir köşe yazarının taşıması gereken sorumluluk açısından işin hakkını vermeye özen gösterdiğimizi sevgili okurlarımız bilir. Aşağı yukarı otuz yıldır süren gazetecilik serüvenimizde bu çizgiden sapmadığımızı da belirtiliriz.
İşte “DEMOKRASİ VE SİSTEM” başlıklı dizi yazımızı da aynı sorumlu, gerçekçi ve ilkeli yaklaşımla kaleme aldık. Bu yaklaşım, aynı zamanda okurlarımızdan, zaman zaman aldığımız duyarlı, sağduyulu ve olumlu tepkilerle de pekişmektedir. Olumsuz tepkiler ise bizi asla yolumuzdan çeviremez.
Bilhassa son yıllarda Demokrasimizi, onu koruyan sistemi ve devletimizin temeli olan ATATÜRK CUMHURİYETİ’ni tehdit eden tehlikeli gelişmeleri de bu dizi-yazımızda vurgulamayı, yurt severliğin bir ölçütü saydık.
Neydi bu tehlikeli gelişmeler? Bunları şöyle bir sıralamakta fayda var: Bölücü terör ve diğer terörist eylemler, enflasyon vurgunu, yolsuzluk, partizanlık, din istismarı ve irtica, gelir dağılımındaki dengesizlik, kara para ve mafyacılık. İçerdeki bu sorunlardan bir kısmının dış bağlantı ve desteklerine de dikkat çektik.
Bu tehlikeli gelişmeler türlü kılıflara bürünerek, zaman zaman doğrudan saldırıya geçerek ortaya çıkmaktadır. Öyle ki, ‘demokrasi’ ve insan hakları kılıf yapılarak, demokrasinin, dolayısıyla esasta Cumhuriyetimizin ipini çekmek ve din perdesi altında kendi uyduracakları bir teokratik düzeni kurma girişimleri de iyice su yüzüne çıkmıştır.
Son olarak, ülkemiz genelinde kitlesel bir eylem görüntüsü veren türban mitinglerinde taşınan bazı pankartlar herşeyi anlatmaya yetiyordu: “Zulüm 75 yaşında”
“Zulüm 75 yaşında” pankartı, o mitinglerdeki asıl maksadın, öyle masum müslümanların sandığı veya aldatıldığı gibi ‘türban’ ve ‘başörtüsü’ filan olmayıp, doğrudan doğruya 75 yaşındaki CUMHURİYET’imize, ATATÜRK’e, BÜYÜK TÜRK DEVRİMİNE ve DEMOKRASİYE
yönelik bir başkaldırı provası olduğu anlaşılmıştır.
Devam edecek. Hoşça kalın…

18 EKİM TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir