MECZUP

MECZUP

MECZUP

10 KASIM günü TARSUS’ta, ATATÜRK ANITI önünde yapılan tören sırasında elinde KUR’AN ileri atılan bir meczup, ‘puta tapmayın, buna tapın!’ diye bağırdı.
Recai Gökalp isimli meczup, “buna tapın!” diye bağırırken kolunu kaldırıp elindeki Kur’an’ı sallıyordu. Bundan iki yıl önce de ANITKABİR’de başka bir meczup benzer bir eylem yapmıştı. Tarsus’taki eylemci, geçen yıl aynı suçtan, 1.5 yıl hapse mahkum olmuş, bir süre yatıp çıkmış bir sabıkalı. O tarihte aynı eylemi ayrı ayrı şehirlerde yapan üç kişiden biriydi.
Recai Gökalp, meczup, yani bir anlamda deli ama, ANKARA Büyükkent Belediyesi’nde şoför olarak çalışıyormuş. Yani demek ki, hapisten çıkınca Melih Gökçek tarafından işe alınmış.
Olay patlak verince Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, meczup hakkında disiplin soruşturması açıldığını bildirdi. Melih Bey’e bravo doğrusu! Hem bir ATATÜRK ve CUMHURİYET düşmanını işe al, hem de suret-i haktan görün!
Bir eylemin, birkaç kişi veya örgüt tarafından ayrı ayrı yerlerde, ama aynı gün ve aynı saatlerde yapılmasının şöyle bir açıklaması olabilir. Bunlar bir merkez tarafından güdümlenmiştir. Yani, olayın arkasında ‘irtica ile bağlantılı siyaset vardır’ da denebilir.
Bu türden eylemcilere ‘meczup’ deniyor. Meczup: cazibeye tutulmuş, bir etki merkezine çekilmiş, divane, aklını yitirmiş, deli anlamlarına geliyor. Tasavvufta geçen meczup ise, ‘kendini Allah’a veren, Allah sevgisiyle kendinden geçen, her zaman Allah ile birlikte bulunduğunu sanan’ kimsedir. Meczup, mecnundan biraz farklıdır. Mecnun’un anlamı: (cinnet’ten mecnun), çıldırmış, deli. Hukuk açısından mecnun iki türlüdür. 1-Zaman zaman iyileşen akıl hastası 2Hiç iyileşmeyen akıl hastası. Özel bir isim olarak ‘Mecnun’, İslami halk edebiyatında ‘Leyla ve Mecnun’ hikayesinin kahramanıdır. Sevdiği kızda gerçek güzelliğe gönül vermiş ve onunla gönlünde Mevla’yı bulmuş hak aşığıdır.
Tasavvuf ehli meczuplara göre, gerçek olan Allah’a ulaşmak, insanı engelleyen akıl bağlarından kaymakla, tam bir coşkunluk içinde yaşamakla olur. Hrıstiyanlıkta, bilhassa 16.yy’da ibadet etmeksizin Allah’a ulaşılabileceğini savunan tarikat mensuplarına da ‘meczuplar’ denilmiştir.
ANITKABİR’de ve ATATÜRK ANITI önünde eylem yapan meczupların tasavvufla bir ilgilerinin olacağını sanmıyoruz. Bunlar, Atatürk’ü anma törenlerinde hazır bulunan insanlara ‘puta tapmayın!’ diye bağırıyordu. Bugüne dek, ANITKABİR’de veya ATATÜRK anıtları önünde veya çevresinde yapılan törenlere katılmış ve bundan sonra da katılacak olan milyonlarca insan, meczuplara göre ‘putperest’ sayılabiliyor. Almanya’daki sözde halife Karases Metin Kaplan da, ANITKABİR’e yapacakları saldırıyla bağlantılı telefon konuşmasında, Anıtkabir’i ziyaret eden milyonlarca insanı ‘putperestler ve müşrikler’ olarak niteliyor ve bunların öldürülmesine fetva veriyordu.
Ne diyelim ?.. Bütün bu ve benzeri olaylar, meczuplar ve sözde halifeler, ‘’Bu memlekette irtica yoktur, asıl irtica 1930’lu, 1940’lı yıllara dönmektir’’ deyip irtica ile mücadele eden Devlet kurumlarını itham edenlere ithaf olunur.
‘Bu memlekette irtica yoktur’’ diyen siyaset canbazları, meczuplardan ve sözde halifelerden daha tehlikelidir.!.
Hoşça kalın…

12 KASIM TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir