“Yurtta Barış, Dünyada Barış!” (1)

“Yurtta Barış, Dünyada Barış!” (1)

“Yurtta Barış, Dünyada Barış!” (1)

11 EYLÜL’ de Amerika’da olanlardan sonra 13 gün geçti. Bu geçen günlerle beraber Dünya büyük bir gerilim içinde.“ Şimdi ne olacak?” sorusunun yanıtını beklemede. ABD Başkanı Bush, Kongre’den aldığı yetkiyle “terörizme karşı savaş” ilan etti. ABD orduları son hazırlıklarını yapmakta. Şimdilik baş hedef Usame Bin Ladin, lideri olduğu El-Kaide örgütü ve bunları ülkesinde barındıran Afganistan yönetimi Taliban. Başkan Bush’un intikam saldırısı için düğmeye basması an meselesi.
Terörizme karşı savaş, yıllarca süreceğe benzer. ABD’nin dünyaya ilan ettiği bu savaş kararının ne denli ciddi ve de samimi olduğunu zaman gösterecek. Herkesin kafasında aynı soru: NASIL OLACAK? Bugüne dek, başta Amerika olmak üzere, gelişmiş zengin ülkelerin güttüğü politika şöyledir: “Bizim dışımızdaki ve bize dokunmayan terör bizi ilgilendirmez; hatta terörü, çeşidine göre dış politikamız yararına koz olarak kullanabiliriz.” Gelişmekte olan veya gelişmemiş yoksul ülkeler ise terörü hem içlerinde ürettiler, hem de zaman zaman birbirlerine karşı kullandılar; veyahut kendi içlerindeki terörle boğuşmak zorunda kaldılar.
Evet, nasıl olacak? Öyle anlaşılıyor ki, ilan edilen “terörizmle savaş”, terör bitene kadar sürecek. Terör, ABD’yi kalbinden vurunca işin rengi tamamen değişti. Amerika ve Avrupa ülkelerinin halkları 11 Eylül’de ölenlerin anısına saygı duruşu yaptılar. Türkiye dâhil, dünyanın çoğu ülkesinde bayraklar yarıya indirildi. İyi de, TÜRKİYE, -1968 ila 1980 arasında süren sağ-sol terörü bir yana -1984 ila 2000 arasında, başta bölücü PKK terörü olmak üzere, çeşitli örgütlerin eylemleriyle binlerce insanını yitirirken, milletçe acılar yaşanırken, dünyanın umurunda bile olmamıştı; üstelik terörizm, bilhassa Avrupa’dan koruma ve destek bile görmüştü. Bugün dahi, ne ülkemizdeki terörist örgütler ve bunların eylemleri tümüyle bitmiştir, ne de bunlara Avrupa’da gösterilen hoşgörü, himaye ve destek…
Bunun böyle olmadığına ilişkin somut işaretler henüz ortada yok. Taliban yönetimi, ABD’nin Afganistan’a saldırması halinde “cihad”
ilan edeceğini açıklıyor. Başkan Bush ise terör odaklarına karşı savaş-
tan söz ederken “haçlı seferi” anlamındaki (crusade) kelimesini kullanıyor. Müslüman ülkelerden tepki gelince de, bunu dinsel anlamda kullanmadığını açıklamak zorunda kalmıştır. Usame Bin Ladin’in müttefiki Taliban’dan ve Pakistan’daki köktendinci partilerin sokağa döktüğü halk yığınlarından yükselen “cihad” çığlıklarına ABD Başkanı Bush’un ağzından çıkan “haçlı seferi” çağrısı karışınca, “Ne oluyor? Dünya uzay çağındayken bin yıl geriye gidip, orta çağın karanlık zihniyetine mi dönüyor? sorusu gündeme çıktı.
Bu gelişmeler üzerine, Samuel Huntington’un ünlü “ The Clash Of Civilizations” (Uygarlıklar Çatışması) kitabındaki senaryo doğrultusunda “bir din kavgası (Hristiyan – Müslüman çatışması) mı başlayacak” kaygıları da gündeme geldi.

25 EYLÜL TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir