ENDÜSTRİ DEVRİMİ
– Fabrika endüstrinin gelişmesi; üretim, tüketim ve pazarlama ilişkilerinin önemli bir ölçüde değiştirmiştir.
– Hızlı bir kentleşme ortaya çıkmış; geniş nüfus kitlelerinin ülke içi ve ülke dışı coğrafi hareketliliği doğmuştur. Bugün, bu hareketlilik, tüm hızıyla etkisini sürdürmektedir.
– Endüstri devrimiyle kitle üretimine geçilmiş, endüstri devrimi; o güne kadar yaşaya gelen zanaat hayatını, esnaf ve lonca düzeninin ekonomik şansını ortadan kaldırmıştır. Kitle üretiminin birçok olumlu sonuçları elde edildiği gibi aynı zamanda bir işsizler ordusu ortaya çıkarmıştır.
– Sosyolojik anlamda; “Kendi içine kapalı” ekonomik ve sosyal bir düzenden “para ve pazar” ekonomilerine geçilmiş, böylece geleneksel sektör karşısında geniş kitleleri istihdam edebilen bir modern sektör gelişmiş ve büyümüştür.
– Milli Gelirin önemli bir bölümü, sanayi ve hizmet sektöründen elde edilmeye başlanmıştır. Dış Pazar ve piyasalara dönük ihracat ekonomileri doğmuştur.
– Endüstri devrimi ve kapitalist fabrika sanayide, İngiltere’den başlayarak Amerika’nın ve özellikle Batı Avrupa’nın ekonomik ve toplumsal yapısını değiştirmiştir. “Endüstrileşme”, “Kapital Birikimi”, “Serbest Rekabet”, “Çalışanların ekonomik ve sosyal hakları” vb. konular gündemde ki yerini almıştır.
Az Gelişmiş Ülkeler Üzerindeki Etkileri:
– Endüstri devrimi sonrası ortaya çıkan kapitalizmin sömürü düzeni ve ekonomik baskıları sonucu üçüncü Dünya ülkelerinde önemli sorunlar yaşanmıştır. Bu sorunlar, halen günümüzde de yoğun bir şekilde yaşanmaktadır. Bu sorunların başında, belki de en önemlisi, bir işsizler ordusunun ortaya çıkmasıdır. Diğer sorunlar ise; fakirlik, eşitsizlik, sosyal adalet ilkelerinin ihlali, toplumsal bunalım ve huzursuzluklar, ekonomik ve sosyal dengesizliğin yaşanması, kültürel ve siyasi baskılar vs. şeklinde sıralanması mümkündür.
– Endüstrileşmenin ekonomik yapıda gösterdiği değişmelerin yanısıra sosyal alanda önemli değişmeler gündeme gelmiştir. Herşeyden önce, “modernleşme”, “Az gelişmişlik”, “Üçüncü Dünya”, “Sanayi öncesi toplum” gibi kavramlar yaygınlaşıp, gelişmiştir.
– Avrupalılaşma, modernleşme ve yabancılaşma olgusu, toplumumuzun yerleşik ve statik bir problemi haline gelmiştir.
– Türkiye, bugün 1850’li yıllarda İngiltere’de ortaya çıkan endüstri devriminin oluşturduğu yapısal sorunları henüz çözebilmiş değildir. Alt yapı sorunları, gecekondulaşma, sağlıksız kentleşme, yetersiz sağlık ve eğitim hizmetleri gibi temel sorunları yaşamaktayız. Bugün; bu sorunları aşamazsak, ekonomik ve sosyal krizleri çözebilmemiz mümkün görülmemektedir.
– Teknolojik gelişmeler; az gelişmiş toplumları büyük ölçüde olumsuz yönde etkilemiştir. Bu ülkeler; gelişmiş ülkelerin silah, deposu, silah deneme ortamı olmaktan ve az gelişmiş teknolojik araç gereçleri kullanmaktan öteye gidememişlerdir.
– Sonuç itibarıyla, sanayileşme; tarihsel süreç içinde, toplumsal yaşamı, ekonomik ve siyasal ilişkileri; aynı zamanda toplumsal kurumları değişime uğratmıştır. Teknoloji; sanayileşmeyi hızlandırmış, üretimi artırmış, insan ve toplum hayatını değiştirmiştir.
– Bize düşen görev; sanayileşme ve teknolojik gelişmelerin yanısıra, kültürümüzü, sosyal değerlerimizi korumamız, kısaca geleneksel ve tarihi bağlarımızı muhafaza etmemizdir. Aksi takdirde; tarihimize ve kültürümüze yabancılaştığımız ve başka milletlerin figüranı olduğumuz müddetçe; ekonomik, sosyal ve siyasal alanda gelişme göstermemiz asla mümkün değildir…
3 MAYIS TOKAT GAZETESİ