Unutulmuş Kent: SULUSARAY (Sebastopolis) (2)
SULUSARAY’da maalesef bugüne dek ciddi boyutlu ve kapsamlı bir kazı yapılamadığı için, ne o içiçe surlar, ne de o efsane saray henüz ortaya çıkartılamadı. Sadece 1987 ve 1990’da, KÜLTÜR BAKANLIĞI’nın girişimi ve kazıbilimci (arkeolog) bir Fransız profesörün ekibiyle yaptığı kazılar sonucunda bir antik-hamam, bir manastır, bir eğlence mekânı (tiyatro salonu da olabilir ) ve bir bölüm sur kalıntısı gün ışığına çıkartılabildi. Tabii ki hiç yoktan bu da iyidir.
Bu kazılarla ortaya çıkartılan bir kısım kitabe (yazıt), lahit, sütun, sütun kaidesi ve başlıkları, heykel, sunak taşı gibi eserler ve ayrıca antik-hamamdan elde edilen mozaik parçaları, Hükümet Konağı yanındaki bir arsaya kaldırılıp tel örgüyle çevrilerek bir açık hava müzesi kurulmuş, bir kısım eser de kapalı bir mekana kaldırılmıştır. Son ziyaretimizde, gördüğümüz kadarıyla açık hava müzesindeki eserler yerli yerinde durmakla beraber, kapalı mekândaki mozaik, heykel vb. eserlerin buradan götürüldüğü söylendi.
SULURASAY’daki antik-kent SEBASTOPOLİS’in kuruluş tarihi ve geçirdiği evreler, eldeki verilere göre henüz kesin olarak bilinmiyor. Yeni yeni bulgulara gereksinim var. Sebastopolis’i FRİGLER mi, İYONLAR mı, yoksa PONTUSLAR mı kurdu? Bu bilinmiyor. Bilinen şu ki ROMALILAR daha sonra geldiler. M.Ö.67 tarihinde Pontus kralı Mitridates Eupator’la savaşan ünlü Romalı komutan ve devlet adamı Pompeius’e yenilen Mithridates, kaçarken Sulusaray’ı yakıp yıkmış, SEZAR tarafından desteklenen POMPEİS’in burayı imar edip Nicopolis veya SEBASTOPOLİS olarak yeni baştan kurduğu sanılmaktadır.
SEBASTOPOLİS bugün ne durumda? Bugünkü durumu hakkında yazımızda yer yer ve gazetemizin haber sütunlarında bazı bilgi ve gözlemlerimizi aktarmaktayız. Özetle bir durum tespiti yaparsak; ANITLAR YÜKSÜK KURULUN’nca içice üç (1. 2. ve 3. derece olmak üzere) SİT ALANI kabul edilmiş olan Sebastopolis (Ejder-Kent) üzerinde yerleşik 4400 nüfuslu bir kasaba mevcuttur. Yasaya göre 1. derece sit alanında hiçbir inşaata izin verilmez. 2. ve 3. derece sit alanlarında ise yasanın müsaade ettiği belirli oranlarda olabilir. Yasal sınır böyleyken 1. derece sit alanında bile eski veya yeni yapılar göze çarpmaktadır.
9 TEMMUZ TOKAT GAZETESİ