“YAŞAYAN EFSANE” ÖLDÜ MÜ? (1)
BASIN’da O’na birçok sıfatlar yakıştırılmıştı. “ZIPKIN”, “ŞANTİYE ŞEFİ” , “AYKIRI VALİ”, “ASİ BÜROKRAT”, “GARİBAN BABASI”, “4. MURAT” vb… O, TOKAT Valisi olarak bilgili ve bilinçli, sıradaşı ve doludizgin bir icraat sergilerken, bunu anlatan bir yazımıza “YAŞAYAN EFSANE” başlığını koymuştuk. Bu deyim, doğal bir akışla dökülüvermişti kalemden kağıda. Böylece, sıradışı Vali’yi tanımlayan sıfatlara tarafımızdan bir ilave yapılmıştı.
Sonrasında AYDIN, ardından ERZİNCAN Valisi görevlerinde de hiç yorulmayan hep aynı tempo… Ve sonra “YAŞAYAN EFSANE öldü mü?” dedirtecek cinsten bir yere, merkez Valiliğine getirilişi. Bunun adı resmen “Kızağa çekilmek” idi. Belli ki “dobura, dobur, kömüre kömür” konuşması birilerinin işine gelmemişti. İşte o kızak dönemindeyken yaptığımız bir telefon görüşmesinde o delikanlı sesiyle “Beni susturamazlar!” diyordu.
Recep YAZICIOĞLU ve kızağa çekilmek!?! Yanyana olamayacak iki şeydi. Yani Türkçesi ‘Sen şu köşede otur, rahatına bak, karışma konuşma’ demekti. Nitekim olmamıştı. Onu tutabilene aşk olsundu. Bir bakarsın Kars’ta, bir bakarsın Edirne’de yurdu bir uçtan öbür uca köşe bucak dolaşıyordu. Doğru bildiklerini bıkıp usanmadan konuşuyor, anlatıyor, tartışıyordu, O aralar iki kitabı da yayınlamıştı: “SİL BAŞTAN” ve “BU SİSTEM DEĞİŞMELİ”. Bu kitaplar, ülkemizin sorunlarını engin deneyim ve gözleme dayalı bir görüşle, çağdaş veriler ışığında derinlemesine irdeleyen, tartıştıran ve çözümler öneren içerikleriyle bilhassa siyasiler ve yöneticiler için her zaman başvurulacak okunacak değerdedir.
Zoraki Merkez Valisi yapılan Recep YAZICIOĞLU, aslında tam bir “Merkezkaçcı” (adem-i merkeziyetçi) idi. Zikri ile fikri, söylemi ile eylemi bir olduğu için de her fırsatta merkezden çevreye kaçıyor, ülkeyi kıyı-köşe demeyip derviş gibi geziniyor, konferanslar veriyordu. Çünkü O, “Uzaktan hükümet edilir, yerinden yönetilir” ilkesine inanıyordu. Çağın en geçerli yönetim felsefesi de bu idi zaten. Merkezdeyken üç kez de TOKAT’a gelmişti. Üçüncü gelişinde, Büyük Otel’in mavi salonunda verdiği konferanstan sonra SRT’nin daveti üzerine saat: 22.00’de birlikte canlı bir programa çıktık. YAZICIOĞLU, o sıralarda aktif siyasetin yollarını da yokluyordu. Bu yoldaki bir sorunuz üzerine, “Ülkeyi düzlüğe çıkaracak yeni bir oluşumun içinde görevden kaçmayız” şeklinde bir açıklama yapmıştı. Zaman zaman ulusal (Tv’lere çıkıyordu. İktisatçı profesör Osman ALTUĞ’ la birlikte katıldığı bir TV programında “Biz iki kişilik bir partiyiz” demişlerdi. Mizah ve espri karışım bu söze ilaveten parti belirtkesi (amblemi)nin de ince belli iki çay bardağı olacağı söylenmişti.
03 KASIM 2002 seçimleri sonucu oluşan yeni hükümetin 30 OCAK 2003 tarihli kararnamesiyle, “YAŞAYAN EFSANE” yeni baştan aktif göreve, DENİZLİ VALİLİĞİ makamına atandı. Gerçi o, merkez valisiyken de asla eylemsiz (edilgin, pasifize) olmamıştı. Çünkü O’nun sözlüğünde, ‘yılgın, bezgin, ezgin, süzgün, ölgün’ vb. kelimeler yazmıyordu.
23 AĞUSTOS TOKAT GAZETESİ